Orta Format arşivinde arama için yukarıdaki alanı kullanabilir ya da her güncelleme içeriğini aşağıdaki başlıklarda görebilirsiniz.
Şener Soysal 8 yıl sonra bir sabah bunaltıcı düşlerinden uyandığında, kendini yatağında devasa bir sanat sermayedarı olarak buldu. Ciddi sermaye desteğiyle sanata, sanatçılara, bağımsız oluşumlara alan açan sayılı kurumdan biriydi: SAHA, SALT, ŞENER. Üstelik ismi de diğer kurumların yanında hiç sırıtmamıştı. İyi de nasıl devasa bir sanat sermayedarı olabilmişti, üstelik daha tüzel bir kişilik bile değilken? Yoksa hala rüyada mıydı?
Hem yeterlilik hem de olanak açısından sanatçı istediği zaman ve mekânda istediği mecrayı kullanabilmelidir. Her kelimesi farklı bir tartışma konusu olabilecek bu cümlenin özellikle sanatçının tercihindeki yeterlilik noktası benim en çok kafamı kucalayan soru oldu. Disiplinlerarası çalışmaların giderek arttığı güncel sanatta, tercih edilen mecralar kendi öznel anlamını da içerdiği için en az aktarılmak istenen anlatım kadar önemli. Sanatçılar, işlerinin oluşum aşamasında kuram-bağlam, sergileme mekânı veya şekli gibi durumlar üzerine kafa patlatıp görüşler alıyorken; aktarım şekli içerisinde mecra tercihi konusuna ne kadar hâkim oluyorlar?
Orta Format olarak, son dönemde Türkiye'den yeterince genç isimle tanış(a)madığımızı fark ettik. Dergiyi araştırma sürecimizin önemli bir parçası olarak gören bizlerin de var olan ağlar içerisinde kaldığının göstergesiydi. Öte yandan da, fotoğrafa dair araştırmamızın başladığı dönemlerde tanıştığımız, karşılaştığımız, heyecanladığımız çalışmaları yapan insanlar artık daha bilinir, kabul edilir ve çalışmalarını daha rahat paylaşabilir hale gelmişti.
Edisyon ve temsiliyet, pek çok genç sanatçının (biz de dahil) bilmediği ve sürecine hakim olmadığı konular. Galeriler ile sanatçılar, eserler ve koleksiyonerler arasındaki ilişki; içerisinde ticareti de barındırdığından olsa gerek fazla dillendirilmiyor. Haliyle aradaki ilişkiler ve var olan sistem, içerisinde bulunmayanlar için korkutucu ve tedirgin edici görünüyor. (Tabii sistemin içindekilere de sormak gerekiyor: Sizin için de tedirgin edici mi? Ama bu başka bir söyleşi konusu.)
Araştırmanın her zaman hedefindeki sorunun çözümüne ulaşması beklenir. Çözüm olmazsa hüsran olarak bakılır. Oysa ki, bazen araştırma süreci ve izlediğiniz yol, bambaşka deneyimleri ve sonuçları da beraberinde getirir. Bazen öyle bir an gelir ki, berrak bir çözüm bulamamanın nedenleri ve yol hakkında bambaşka sorular keşfedersiniz.
Buralar eskiden mozaikti. Kimileri için insanların temsili, çimentodan imal edilmiş beton gibi düşünülüyor galiba. Bu yüzden her şeyi tekdüze ve gri yapmaya çalışıyorlar. Lakin o bulamaç yapı ne kadar güçlü görünürse görünsün soğuktur, doğayla uyumsuzdur, ruhsuzdur. Gölgesi bile beğenilmeyen söğüt ağacından bilirim; illa ki bir ağaç kökü gelir, büyüyüp çatlatır betonu ve özgürlüğüne kavuşur.
Metehan Özcan ile çalışmaları ve üretim pratiğinin merkezindeki katmanlılık hali ile şehire dair bir söyleşi.
Gezi'de halkın kolektif bir yaşam kurduğu günlerdi. Parkta atölyeler düzenleniyor, kütüphane çalışıyor, forumlar düzenleniyordu. Biz de Gezi'ye 16 sayfadan oluşan ve üzerinde küçük bir not olan kırmızı bir defter bıraktık. Notta o sırada gezide yaşayan, üreten, paylaşan insanların sayfaları istediği gibi doldurmasını ve bu defterin elden ele dolaşmasını istedik.
Çınar Eslek ile çalışmaları ve üretim pratiğiyle alakalı mecra seçim tercihi ilişkisine dair bir söyleşi.
Cemil Batur Gökçeer ile çalışmaları, üretim pratiği, "Torun" ve Ankara'ya dair bir söyleşi. Aslında biraz da sohbetin şekillendirdiği bir anlatı da diyebiliriz. Gökçeer'in içinden geldiği gibi dile getirdiği hikaye anlatıcılığında "Düğüm"ün masalsı haliyle bütünleşen ve hikayeymişçesine okunabilecek keyifli bir metin.
Serkan Taycan ile "Memleket" ve "Kabuk"‘un ilişkisi, üçlemenin devamı olan kent meydanları ve toplu konutlara dair bir söyleşi.
Avustralya'da yaşayan sanatçı Yavuz Erkan ile "Unorthodox Aphorisms" çalışması, üretim pratiği ve Avustralya'daki güncel sanat durumu üzerine bir söyleşi.
Cemre Yeşil ile yeni sergisi "Biz Öyle Bir Şey Yaşamadık" ve diğer çalışmaları üzerine bir söyleşi.
Özgür Atlagan ile projeleri, çalışma pratiği ve "Kaba-Hat" üzerine bir söyleşi…
Neden eleştiri yapılmıyor? Neye göre sanatçı kavramı oluşuyor? Sanat okulları yeterli bilgiyi ve eleştiri kuramınını aktarıyor mu? Güncelleme #04'te Murat Germen ile neye göre eleştiri yaptığımız ve olumlu önyargılarımız ile ilgili başlayan "Eleştiriye Dair" söyleşilerimiz Nazif Topçuoğlu ile devam ediyor.
Müge Yılmaz ile “Evler” projesi ve çalışmalarına dair söyleşi.
Neye göre eleştiriyoruz? Sevdiğimiz insanların işlerine ‘olumlu' önyargıyla bakıyor muyuz? İyiyi ve kötüyü nasıl ayırıyoruz? Murat Germen ile ‘eleştiri'ye dair bir söyleşi. İlavesi, 'Muta-morfoz' ve yeni projeler üzerine bakışı ile Orhan Cem Çetin'in son sergisi ‘Yeni Çağ' hakkındaki yorumu.
Aslı Narin ile yeniden sergilenecek çalışması "Halamın Bahçesi", yeni projeleri ve vjing üzerine bir söyleşi.
Gözde Türkkan ile fotoğraf projeleri "Baktım Sana" ve "Buraya Ödeyiniz" ile çalışmalarının alt yapısını oluşturan cinsiyet ve kadına dair bir söyleşi.
Güncelleme #26'nın bir parçası olan bu ses kaydında Kerem Ozan Bayraktar, 20. yüzyıl sanat anlatısının fotoğraf açısından nasıl yorumlanabileceği üzerine bir konuşma gerçekleştiriyor.
Güncelleme #26'nın bir parçası olan bu ses kaydında, 7 yıldır yayın hayatına devam eden derginin editörleri bir özeleştiri yapıyorlar.