m-est.org

#28
m-est.org
Hakkında

Bağımsız sanat oluşumları dediğimizde, en başat kavramlardan biri elbette "bağımsızlık". Bağımsızlık sizin için ne anlama geliyor? Kendinizi (bir sanat oluşumu olarak) nelere bağımlı, neleri gözetmek durumunda hissediyorsunuz?

Özge Ersoy: İnisiyatiflerden bahsederken bağımsızlık kelimesine gereğinden fazla vurgu yapıldığını düşünüyorum. İnisiyatifleri müzelerden, kurumlardan, galerilerden ayrıştırmak için bağımsız veya alternatif gibi terimler kullanıyoruz. Peki bu zıtlık neye yarıyor? m-est.org gibi kendi yağında kavrulan, kendi olanaklarıyla ilerleyen inisiyatifler ne üretiyor, hangi aciliyetleri ifade ediyor, bunlara bakmak daha değerli bana sorarsanız. Hiçbirimiz o kadar da bağımsız değiliz. Dirsek temasında olduğumuz birçok kişiye bağımlıyız hatta, bu kişilerin çoğu yine benzer değerler taşıyan ve üretimler yapan inisiyatifler. Örneğin m-est.org kamu programı yaptığında bize mekanını açan ilk grup İMÇ'deki 5533 olmuştu. Son dönemlerde konuşma ya da performans düzenlemek istediğimizde ev sahibimiz Kadıköy'deki poşe'ydi. Bununla beraber, m-est.org'da kendimize yakın gördüğümüz diğer inisiyatifleri yürütenlerle veya bu inisiyatiflerin çalıştığı sanatçılarla söyleşiler ve yazılar yer alıyor. Bu tür dayanışmaların sürekliliği, çeşitliliği ve farklı ilgi/özen ekonomilerine kafa yormak bana daha cazip geliyor açıkçası. 

Merve Ünsal: Özge'nin de bahsetmiş olduğu gibi "bağımsızlık" dediğimizde neyi anlatmaya çalıştığımızı daha net bir dille aktarmaya gayret etmemiz gerekiyor. Onagöre ile birlikte Yay-Pop'u yaparken "bağımsız" yayıncılık yerine küçük ölçek demeyi tercih ettik mesela. Ölçek de belki doğru kavram değil ama bir şekilde birçok şeye aynı anda bağlı ve bağımlı olduğumuzu anlatmak için çaba göstermemiz gerekiyor. Mesela m-est.org üzerinden düşündüğümde: m-est.org bir vakıftan, bir de dernekten hibe aldı. Bu vakıf ve dernekle o hibe süresi boyunca bir ilişki kurdu ve bu diyaloglar hala sürüyor. Diğer yandan m-est.org bağlamında en aktif olarak çalışan ben ve Özge de birçok farklı kurum ve inisiyatifle ilişki içerisindeyiz. Bizim bağlarımız olduğu sürece, m-est.org'u bağımsız olarak tanımlamak bence doğru olmaz. Bu yüzden de bağ, bağımlılık, bağlılık arasında farkında olmadan kurduğumuz ilişkileri irdelemek bence önemli. 

Peki kolektivite ve örgütlülük sizin için ne anlama geliyor? 

M: m-est.org'u ben kolektivite ve örgütlülük bağlamında hiç düşünmedim. Bir yayının ya da yayınla ilgilenen sanatçı odaklı bir inisiyatifin kolektif olarak nasıl işleyebileceği sanırım benim için aciliyeti olan bir soru değildi. Ama genel olarak sanatta kolektivite hakkındaki fikrim; kolektiflerin ancak her üyenin kırılgan olabildiği ve üretimi gözden çıkarabildiği, alan açmayı önemsediği yerlerde işlediği. Örgütlülüğü düşündüğümde de sanatçılar (ve kültür üreticileri) olarak bir kooperatif kurmalıyız, en kısa zamanda. Hatta sendikalaşabiliriz bile, ne güzel olur. 

Ö: Kolektivite ve örgütlülükten ziyade Merve'yle yürüttüğümüz iş birliği ve dostluk üzerinden cevap vermeyi tercih edeceğim. Merve'yle on seneyi aşkın süredir yakın arkadaşız. Dostluğumuz ve beraber düşünmekten, üretmekten aldığımız keyifle m-est.org'u ayakta tutuyoruz. Bu tür dostlukların söylem üretiminde kayda değer bir rolü var. Arkadaşlıklarda önemli olan bir konuda anlaşmak değil (Merve'yle soru sorma biçimlerimiz, düşünme ve yazma şekillerimiz birbirinden oldukça farklı), daha ziyade ortak referans ve tecrübelere sahip olmak. Bu da en samimi, yeri geldiğinde en acımasız eleştirileri ve devamlılığı olan tartışmaları mümkün kılıyor; söylem yaratmak konusunda yoğunluk veya derinlik sağlıyor. 

m-est.org'a katkıda bulunan sanatçı ve yazarlarla kurduğumuz ilişki Merve'yle aramızdaki arkadaşlığın devamı niteliğinde. Yemek masası etrafında yaptığımız sohbetlerin devamı gibi okunabilecek yazılar veya katkılar yayımlamakla ilgileniyoruz. Bu anlamda diğer süreli yayınlardan hem içerik hem de hız olarak oldukça farklıyız. Kurduğumuz alternatif ekonomi de bunun parçası. Merve'nin de söylediği gibi 2011'den beri sadece iki defa fon aldık, bunların neredeyse hepsini yazarlara ve katkıda bulunan sanatçılara aktardık. Fon olmadığı dönemlerde finansal olarak girdimiz yok, dolayısıyla yazarlarımıza yazar ücreti veremiyoruz. Bunun yerine evimizde katkıcılarımıza yemek yapıyor, onları ağırlıyoruz. Yemeği sizin yaptığınız bir masayı paylaşmak yeni arkadaşlıkları büyütmenin, devam eden arkadaşlıkları derinleştirmenin bir yöntemi. Farklı bir ilgi/özen ekonomisine dayanıyoruz başka bir deyişle. 

Neden bağımsız bir oluşum kurmayı/var olan bir oluşumun içinde yer almayı istediniz? 

Ö: Merve'nin sanat pratiği, benim de küratöryal pratiğim m-est.org'un etrafında veya dışında devam ediyor. m-est.org tam zamanlı olarak yürüttüğümüz bir inisiyatif değil başka bir deyişle. Bugüne kadar kurumlarla büyüyerek, kurumların potansiyelleri ve sınırları hakkında fikirler geliştirerek, kurumlar ve kullanıcıları arasındaki ilişkiler üzerine düşünerek, kurumların ne noktada taraf olabileceği/olamayacağı sorusu üzerine kafa yorarak pratiğimi geliştirmeye gayret ettim. Bu soruların yanı sıra, küçük ölçekli, devamlılığı olan fakat büyüme zorunluluğu hissetmeyen, yavaşlığıyla barışık kalmaya çalışan, aciliyetlerin sık sık konuşulabildiği ve arkadaşlığın, dostluğun başka tür bir pratik doğurabildiği bir alan yaratmak ve bunu Merve'yle büyütmek benim için ihtiyaç oldu. 

M: m-est.org benim için de bir ihtiyaçtan çıktı. Bu lüks bir ihtiyaçtı belki de ama bir ihtiyaçtı. Birlikte yayın üzerinden düşünülebilecek, Türkiye çıkışlı, yayın ve metni önemseyerek üretimlere geçirgen bir çerçeve çizmeye çalışmak bana çok iyi geldi ve geliyor. Kendimi iyileştiren bir şeyin başkalarına da iyi gelebileceğine inanıyorum. Çevrimiçi yayının arşiv potansiyeli de benim için önemliydi, hala da önemli. Yaptığımız her şey biz değişsek bile bir şekilde orada var olmaya devam ediyor ve durmadan ekleyerek devam ediyoruz. 

Ekibiniz kaç kişiden oluşuyor ve bir iş bölümü/görev tanımı var mı? Varsa ne gibi başlıklar içeriyor?

M: İki kişiyiz. Sürekli diyalogda olduğumuz fahri üyelerimiz olsa da günün sonunda m-est.org'la ilgili Özge'yle birlikte düşünüyoruz. İş dağılımı sanırım var. Ben biraz daha yürütücü görevini görüyorum, Özge'yse bence m-est.org'un vicdanı çoğu zaman. Cevabını duymak istemediğim soruları Özge'ye soruyorum. 

Oluşumlar sanat ortamının ihtiyaçları kadar bireysel merak ve ihtiyaçlardan da doğuyor elbette. Dolayısıyla bir oluşumun var olmasında içindeki bireylerin kişisel istek ve yönelimleri de önemli bir faktör halini alıyor. Oluşumunuzun yapısı ve hedeflerinin içinde yer alan bireylere ne kadar bağlı olduğunu düşünüyorsunuz? Buradaki ihtiyaçlar/hedefler/kişisel yönelimler arasındaki dengeyi nasıl kuruyorsunuz?

Ö: m-est.org kişisel aciliyetlerimiz ve meraklarımızın ürünü. İçerik entelektüel arkadaşlıklar üzerinden ilerlediği için Merve'yle okuduğumuz yazılara, baktığımız işlere, tanıştığımız kişilere göre gelişiyor. Sorduğumuz sorular, paslaştığımız fikirler paylaştıkça büyüyor, derinleşiyor ve içeriğe dönüşüyor. Aslı Çavuşoğlu, Merve ve benim aramdaki bir sohbetten filizlenen "Vasiyetimdir" serisini buna örnek olarak verebilirim. m-est.org'un ev sahipliği yaptığı bu seride sanatçılara vefatlarından sonra geride ne bırakmak istediklerini sorduk. Cevapların bugünkü üretimlerine, pratiklerine, aciliyetlerine dair önemli ipuçları vereceğini düşünerek yola çıktık. Esen Karol'un tek cümlelik "Ölüm ilanımda tashih olmasın" ricası/talebi; Erdem Taşdelen'in popüler şarkılardan derledigi "let go" cümlelerini montajladığı videosu; Ayşe Erkmen'in tüm dijital arşivini barındıran klasörü gösteren ekran görüntüsü; Bager Akbay'ın tüm sanat işlerinin, üretim sürecinde kullanılan tüm kodların, belgelerin ve diyalogların kamu malı olduğunu söylediği vasiyeti ("Yaratmak için aklımın beni özgür bırakması gerekir"), anonim kalmayı tercih eden bir sanatçının telifsiz, özgür kültür lisansıyla dolaşan kitabının künye bilgisini paylaştığı ‘vasiyeti' aklıma gelen ilk örnekler. 

Son dönemde kendi ihtiyaçlarımızın ötesinde İstanbul'daki sanat üreticilerinin ihtiyaçları nasıl değişiyor sorusunu sormaya gayret ettik. Bu soruyla beraber çevrimiçi içerikten ziyade sanatçıların, küratörlerin, yazarların nasıl bir araya gelebileceğini, entelektüel ve sanatsal söylem oluşturma yöntemlerini tartışmayı öncelik haline getirdik. Buna cevaben kurguladığımız bir senelik ‘geçici misafirlik programı' pratiğinde metni ağırlıklı olarak kullanan dört kişiyi –sanatçı Morgan Wong, küratör Aslı Seven, yazar Orit Gat, sanatçı Srajana Kaikini ile yazar Ben Eastham'ı– davet ettik. 

M: Bir denge var mı emin değilim! İhtiyaçlarla ilgili, bencil bir şekilde, benim buna ihtiyacım varsa başkalarının da vardır diye düşünüyorum. Ama şunu sanırım tekrar düşünmek gerekiyor ya da hep düşünüyor olmak gerekiyor: m-est.org 9. senesini dolduruyor ve bu süreçte benim de Özge'nin de pratiği evrildi, m-est.org'un pratiği ne kadar bizden bağımsız olabildi ya da ne kadar evrildi bunu sorguluyorum, sorgulamamız gerektiğini hissediyorum. 

Başka bağımsız oluşumlarla dirsek temasınız var mı? Nasıl bir iletişim halindesiniz? 

(Yukarıda cevap verdik)

Sizce bağımsız oluşumlar ne gibi iş birlikleri yapabilirler, yapıyorlar?

M: Kaynak paylaşımı! Emlak olsun, faturalar olsun, server olsun, paylaşabileceğimiz ya da aktarabileceğimiz kaynakları bir havuzda toplamak şahane olurdu. 

Ekonomik olarak sürdürülebilirliğinizi nasıl sağlıyorsunuz?

M: Ekonomik olarak sürdürülebilirliğimiz yok. Kendi sürdürülebilirliğimizi ve pratiklerimizi devam ettirmeye çalışarak aslında m-est.org'u sırtlanmış oluyoruz. İdeal bir dünyada m-est.org'un içine giren tüm emeğin maddi bir karşılığı olur ve kendini döndürebileceği bir sistem olur. Bunu hibe almak dışında nasıl yapabileceğimiz konusunda henüz fikrim yok. 

Bağımsız inisiyatiflerin geleceğine ilişkin düşüncenizi merak ediyoruz. Bu konuda ne düşünürsünüz, herhangi bir endişeniz var mı? 

Ö: Arkadaşlıklar ve ortak kaygılar, ortak aciliyetler devam ettikçe inisiyatifler de devam edecek. Banu Cennetoğlu'nun kurduğu BAS bu konuda çok şey öğrendiğim bir inisiyatif. Aciliyet olduğunda sergi yapan veya sanatçı kitabı üreten, yeri geldiğinde kış uykusuna yatan, bazen üç farklı sanatçının stüdyo mekanına dönüşebilen, bunlar olurken de aylık toplantılara, tartışmalara yer verebilen, aynı zamanda dönüşümü üzerine sürekli kafa yoran bir inisiyatif BAS. m-est.org'un ve diğer inisiyatiflerin geleceğini düşünürken aklımda BAS'tan öğrendiğimiz esneklik ve aciliyetlere göre şekil değiştirebilme becerisi var. 

M: Bağımsızlıklara yapılan vurgular beni endişelendiriyor.