The Stationary Travellers, Polonyalı fotoğrafçı Karol Gustav'ın misyonunu tamamlamış ve yerleşik hayata geçmiş karavanları fotoğrafladığı projesidir.
Proje metninde ‘hayallerinden vazgeçenlerin yollara dökülme öyküsü' olarak belirtilen bu seri, ‘rehavetin, mahmurluğun, değişmeyen manzaranın, körelmişliğin, fanilik bilincinin, umut eksikliğinin, acizliğin hikayesi'. Bir yandan da bir çevreye ait oluşu ve o çevreyle olan ilişkileri izleyicilere sunuyor. Hikayenin kahramanları artık temsil ettikleri her an her yerde olabilme halinden ve özgürlükten uzaklaşmış oldukları halde, sanatçıya göre hala küçük de olsa başka bir şansları var. Bu ihtimal hem onlarda yakalamak istediğimiz canlılık belirtisini doğrulayan bir bakış açısı; hem de doğası gereği bir ev yerleşikliğine hiçbir zaman sahip olamayacakları için umutsuzluğa karşılık bir umut.
Fotoğraflar artık bir yerlerde sabitlenmiş karavanların dokümantasyonundan çok bir portre serisi gibi de algılanabilir. Arka plan olarak gördüğümüz bulundukları mekan, o mekana yerleşmeleri ve mekanla algılanmalarının da bunu desteklediği söylenebilir.
Bu fotoğraflar aynı zamanda projenin var olduğu topraklara dair de bir temsiliyet. Gustav'ın da ifade ettiği gibi ‘Polonyalıların toprağa, çalışma alanına ve eve adanmışlıkları'nı anlatan bir hikaye.