Umut Erbaş, farklı fotoğraflama teknikleri ile manipülasyon yöntemlerini bir araya getirerek kendi imgesini yaratan bir fotoğrafçı. Çalışmalarında geçmiş, ölüm, melankoli, rüya, bellek, yabancılaşan insan ve dünya gibi konulara odaklanan ve bu olguları kendi kasvetli, karanlık diliyle birleştiren sanatçının "Ölüm Üzerine" isimli çalışması da önceden uzak ve yabancı olduğu ölüm olgusunun tanık olduğu ölümlerle beraber yanı başında olduğunu fark etmesiyle başlamış.
İnsanın ölüm imgesiyle ölümün kendisi arasındaki farkın ayırdına vardığı an, yakın olduğu insanları kaybetmeye başladığı an oluyor herhalde. O zamana dek ölüm daima imgelerle; mezar taşları, maskeler ve hayvan cesetleriyle hatırlanan ancak o yoğun yumruk hissini de pek taşımayan bir muamma. Zaten en büyük kaygı kaynaklarından biri ölmek ise diğeri de sevdiklerini kaybetmek fikri. Ölümün yumruk hisiyle tanışan kişinin ölümü tekrar imgeye dönüştürmeye çalışması ise oldukça güçlü bir direniş gibi duyuluyor. Bir yanıyla da ölümün kendisi imge toplama ihtiyacını sağlayan şeylerden.
Umut Erbaş'ın fotoğraflarıysa bu imge toplama işini romantik ve kasvetli bir biçimde yapıyor. Birbirimizi uğurlamamız ve geride kalmaya alışmamız gibi.