İsimsiz

#17
Melih Dönmezer
Hakkında
Orta Format
Hakkında Diğer Yazıları

Kodak, 1888′de ürettiği kamerayı "Siz düğmeye basın, gerisini biz hallederiz." sloganıyla piyasaya sürmüştü ve bu doğruydu; fotoğraf çekmek için gerekli her şey (düğmeye basmak dışında) o kutunun içinde mevcuttu: ışığa duyarlı yüzey, mutlak karanlık ortam ve hatta netliği sağlayacak optik bir mercek. 

Fotoğrafın resimden ayrılarak sanat olup olmadığının tartışılmaya başlanmasının en önemli nedenlerinden biri bu belki de. Resmi, boş bir tuval üzerine boya ve fırçalar aracılığıyla ressam yapar. Fotoğrafı ise hali hazırda var olan bir durum karşısında, düğmeye basan biri yardımıyla, fotoğraf makinesi üretir. Kimi sanatçılar için fotoğrafın gerçeği bire bir kopyalaması en büyük harikasıyken kimi sanatçılardaysa bu büyük bir ambargo… Ve bu isimler kendi gerçekliklerini yaratmaya başladılar: piktoryalistler, avant-garde'lar ve niceleri…

Çalışmalarını üretirken Robert Demarchy, Edward Steichen gibi resimselcilerden büyük oranda etkilenen Melih Dönmezer de fotoğrafta bu ikinci yolu tercih edenlerden. Çalışmaları belli bir konu bütünlüğü içermiyor, ancak kullandığı tekniklere göre kendi içinde yeni bir ortaklık yaratıyor. İçinde gerilim olan fotografik anları aramak yerine, var olan görüntülerin birleşim süreçlerinin oluşturduğu gerilim, fotoğraflarına yansıyor. Melih Dönmezer'in işlerini kendi ağzından dinlemek gerekirse: "Varlıklar arasındaki uzaklık bir makine aracılığıyla kırıldığında; tüm formlar için ortak bir düzlem, yeni bir birleşim ve varoluş ortamı yaratılıyor. İşlevsel ve görsel açıdan birbiriyle tamamen farklı yönelimlerde bulunmuş cisimler bu ortak yüzeyde birleştiklerinde insan zihninde daha önce canlanmamış veya gözle görülmemiş sonuçlar çıkabiliyor. Bu bana, bir konu ya da bir biçim belirleyerek bunu arayıp kayıt altına almaktan daha heyecanlı geliyor. Birleşimle beraber yüzlerce farklı sonuç ve bu sonuçlar içerisinde estetik yönelimlere göre şekillenen tek bir görüntü.".

Melih Dönmezer, Türkiye'de görmeye pek de alışık olmadığımız bir estetiğe sahip olan bu ortaklık sayesinde, birbirinden biçimsel, içerik, his olarak tamamen farklı varlıkları aynı düzlemde buluşturuyor; kendisiyle beraber seyirciye de aynı ortaklığı keşfettiriyor. Fotoğraflarının tek tek sahip olduğu enerjiyle toplu halde sahip oldukları enerjinin birbirine bu kadar yakın olması izleyicisini heyecanlandırıyor.