Fotoğraflar genel yargı olarak; geçmişimizin hatırlatıcıdır ve bu nedenle önemli bir belge olarak kalır. Oysa fotoğraflar ve anılarımız gerçekliği tüm yönleriyle değil, eksilerek, solarak, keskinliğini yitirerek saklar. Bu eksilen yapı, belki de hayatın devam edebilmesi için tam da olması gerekendir.
Peter Bennett, "Voyage" çalışmasında kitaplar üzerinden bu durumu inceliyor. Hafızanın deposu olan kitapları içeriğinden ziyade bir materyal olarak kullanıp hafızaya gönderme yapıyor. Görseller bu hafıza gönderimlerinin uzun dönemde kalıcı olmayan doğalarını ve süreklilik halindeki varoluş materyallerinin parçalanışlarını açığa çıkarıyor.
Bennett, proje metninde kitapların ve diğer pek çok şeyin çok sayıda basılabilir olması durumunun bize objenin materyaline ulaşma kolaylığı sağladığını; ancak materyalin kalitesinin ve aurasının objenin kendisinin yerine geçmesinin noksanlık getirdiğini eleştirisinde bulunuyor.
Çalışmada gemi raporlarının yazıldığı bir kayıt defteri kullanılıyor. Gördüğümüz sayfaların bir çoğu nem ve kirlendirici maddelerin etkileri, zamanın kağıtta küf oluşturması yüzünden değişime uğramış. Yine de denize dair formlar ve gemilere dair detaylar sayfalara yayılmış olarak görülebiliyor. Görsellerin teknik bakımdan oldukça iyi olması, kağıt dokusunun belirgin olmasını ve dikkat çekilen materyalin özelliğini görünür kılıyor.
Bennett şöyle diyor: "kitaplar su altından bulunmuş gibiler. Tıpkı eski yolculukların kayıp izlerini kaydeden bir hatırlatıcı… Ancak bu kayıt özel bir yolculuğun kaydı olmaktan ziyade farklı kitapların parçalanmış alıntılarının yeniden üretimi. İnsan hafızasındaki ölümlülük ve beklenmedik değişimlerin üzerinden gelme denemesi."
Çalışmanın asıl anlatımı kitaplarla gerçekleşse de bize ulaşması fotoğraflarla oluyor. İçeriği yavaş yavaş eksilen bir kitabın, eksilen görüntülerini gördüğümüz söylemek mümkün. Bu durum çalışmada bahsedilen "materyalin eksilmesi" durumunu daha da ironik hale getiriyor.