"Bu proje geçmişin nostaljisi, bir nevi unutulmuşluk hakkındadır." Irina Volgareva'nın Pioneers isimli projesinin metni bu cümle ile başlıyor. Volgareva SSCB'den kalma çocuk kampı kartpostallarını poşetler içinde fotoğraflayarak iki ayrı yaşam tarzını bir araya getiriyor.
Kartpostallardan kesilen çocuk figürleri, dönemin "kartal yavrusu" denilen çocuk kamplarından alınan figürler. Gerçekten o zamanlar çocukların rüyası olup olmadığı tartışılabilecek bu figürler, demir perdenin yıkılmasından sonraki nesiller için anlamsız gelebilecek bir hayale dönüşüyor. Fotoğrafların silikleşmesinin gerçekliğini gözler önüne seriyor. Bir yandan da tüketimin ve serbest ekonominin temsiliymişçesine naylon poşetler yeni düzeni gösteriyor. Renkli olması da tüketimin getirdiği cazip mutluluk olarak düşünülebilir tabi.
Biliriz ki, kartpostallar her zaman var olanı güzellemeye çalışır. Bu yüzden oradaki anıların ne kadar güzel olduğunu (hatta gerçekten güzel olup olmadığını dahi) bilemiyoruz. Ama kesin olan bir şey var ki, Volgareva'nın da metninde belirttiği gibi, anılar; içinde bulunduğumuz zaman hakkında ne hissettiğimiz ve tüm geçmiş hakkında bildiklerimiz ile ilintili. Aklımızda tutabildiğimizden daha fazlası kolayca siliniyor.