Timeless Blues

#24
Yusuf Can Albayrak
Hakkında

Murat Uyurkulak'ın Tol kitabında yer alan "Çünkü sıkıntı öldürür. Ve ama sıkıntı öldürüyor, Acı ve öfke değil, ama sıkıntı öldürüyor. Çok geçici, anlık, masum olabiliyor sıkıntı, ama öldürüyor." cümleleriyle başlayan ve "sıkıntı" sözcüğüne odaklanan timeless blues; genel kanının aksine sözcüğe amiyane ve negatif anlamlar yüklemiyor.

Hikaye; kitabın, fotoğrafların ve sıkıntı sözcüğünün ortak noktası, belki de çözümü olan yol/yolculuk imgesine odaklanıyor. Belirsiz biçimde bir yerden bir yere gitme, ancak yolun ve yolculuğun da çoğunlukla varılacak yerden çok daha ön planda olması hali.

Fotoğraflar, yürüyenin gözünden çekiliyormuşçasına içeriden ve sinematografik havalarıyla, seyircinin de bu yolculukla kendisini özdeşleştirmesini sağlıyor. Sanki bir fotoğraf serisinden ziyade bir günlüğe bakıyoruz artık. Günlük sahibiyse yaşadığı hisse öylesine aşina ve bunu öylesine sıradan görüyor ki; suçlu değiliz bakarken. Ancak yine de biçimsel olarak koyu ve ağır olan fotoğraflarda; alıyoruz bu bizden olmayan hissi, benimsiyor, benliğin parçası yapıyoruz. Çalışmasını "Benim için önemli olan aslında hikayedeki başıboş yolculuktu. ‘Sıkıntı'nın açtığı kapıları takip edince çoğu zaman kendimi boş ve karanlık sokaklarda müzik dinlerken, kimi zaman dans ederken, kimi zaman da kendim gibi sıkılanları takip ederken buldum." sözleriyle anlatan ve bu yolculuğu "ayakta kalma çabası" olarak gören sanatçı, albenisiyle göz dolduruyor.