Orta Format arşivinde arama için yukarıdaki alanı kullanabilir
ya da her güncelleme içeriğini aşağıdaki başlıklarda görebilirsiniz.

Güncelleme #28 Orta Format Editörlerden

Bu güncellemenin tohumları, oldukça iç karartıcı bir telefon konuşmasında atıldı. Son bir yıldır yayınladığımız güncellemelerde deadlineları sarkıtmamız, güncelleme içeriklerinde gerçekleşen son dakika aksilikleri, bireysel hayatlarımızın gittikçe artan iş yükleri gibi problemler ve rutinin ta kendisi bizim de heyecanımızı, hevesimizi köreltiyordu. "Sonlanma" sözcüğünün ilk defa kullanıldığı o telefon konuşmasının yarattığı ağırlık, bizde "Acaba diğer inisiyatifler bununla nasıl başa çıkıyor?" sorusuna evrildi. Vardığımız nokta ise büyük bir heyecan ve açlıkla bu konuda bir dosya hazırlamaya başlamak oldu. Yani bütün bu güncelleme çok kişisel bir yerden yola çıkıyor: Kendi sıkıntılarımıza çözüm ararken, dirsek temasında olduğumuz, bizimle yakın dertleri olan, benzeri örgütlülük modeline sahip oluşumlara, "Sahi, siz bunu nasıl başarıyorsunuz?" diye sormak. İçtenlikle dertleşmek bu güncellemenin konusu.

Güncelleme #28 İpek Çınar Başımızda Taşlar

Üniversitedeki son yılımda, yeni tanıştığım insanlardan gelen "Ee sen neler yapıyorsun?" sorusuna "Öğrenciyim" cevabını verebilmenin ne denli büyük bir lüks olduğunu fark etmiştim. Zira yakında bu soruya verilecek net bir cevaptan çok uzağa düşeceğimi, dahası bu cevabı bulmayı henüz istemediğimi biliyordum. Mezuniyetimin neredeyse ikinci yılını kutlamaya hazırlandığım şu günlerde bu soruya kısa ve net olmasa da içten bir cevabım var: "ODTÜ'de Siyaset Bilimi okudum ancak daha okula başvurmadan önce bile fotoğrafla alakalı bir şeyler yapmak istediğimi biliyordum. Şimdi ise freelance olarak fotoğraf ve metin ekseninde yer alan, kimi zaman merkezdeki gerçekten yapmaktan hoşlandığım şeylere yaklaşırken kimi zaman uzaklaşan, ama öyle ya da böyle bu eksenin etrafında dolanan işler yapıyorum. Üzerine çalıştığım şeyler ise neredeyse her hafta değişiyor."

Güncelleme #28 Şener Soysal Bağımsız Şenerler

Şener Soysal 8 yıl sonra bir sabah bunaltıcı düşlerinden uyandığında, kendini yatağında devasa bir sanat sermayedarı olarak buldu. Ciddi sermaye desteğiyle sanata, sanatçılara, bağımsız oluşumlara alan açan sayılı kurumdan biriydi: SAHA, SALT, ŞENER. Üstelik ismi de diğer kurumların yanında hiç sırıtmamıştı. İyi de nasıl devasa bir sanat sermayedarı olabilmişti, üstelik daha tüzel bir kişilik bile değilken? Yoksa hala rüyada mıydı?

Güncelleme #28 Begüm Akın, Şener Soysal Gençler Aralarında Anlaşmış

GAA, beraber zaman geçirmekten keyif alan ve bu zamanlar dahilinde düşünerek üreten insanlardan ortaya çıkan bir oluşum. Zamanla işin içine yeni insanların dahil olması ve daha planlı etkinlikler üzerine düşünmeye başlamamız ile devam etti yoluna. GAA’nın başlangıcı dahil attığımız pek çok adım, ortaya atılan bir fikrin etrafındaki insanlar aracılığıyla, el birliğiyle şekillenmesini içerdi. Bağımsızlık kavramını GAA açısından en çok dolduran şey, denemeye ve deneyerek öğrenmeye açık olmamız olabilir. Yapılan buluşmaların, düzenlenen etkinliklerin her birinde, yolu GAA ile kesişen birinin doğrudan etkisi olmuş olabilir. Yaptıklarımız ve yapamadıklarımızın tümü etrafımızda olup biten olaylardan, fikirlerini paylaşan insanlardan, başımıza gelenlerden beslendi. Merkezinde kolektif görsel üretimi tutan ve zamanı, mekanı, yöntemleri sürprizli olan bir oluşum olduk hikayemiz boyunca. Bağımsızlıkla ilişkimizi böyle özetleyebiliriz belki de.

Güncelleme #27 Şener Soysal Rehan Miskci ile Çalışmalarına Dair

Rehan Miskci ile çalışmalarına ve üretim pratiğine dair bir söyleşi.

Güncelleme #25 İpek Çınar, Mert Zafer Kara, Şener Soysal Sinem Dişli ile Çalışmalarına Dair

İpek: İlk olarak genel bir soruyla başlamak istiyoruz. Hemen hemen bütün çalışmalarında fotoğrafın, fiziksel alanın enerjisine uyum sağladığını, hatta belki de bu enerjiye boyun eğdiğini söyleyebiliriz. Bu yüzden fotoğrafın sendeki yerini öğrenmeye çalışmak ilk adım oluyor. Klişe bir soru olsa da, fotoğrafa bakışını biraz daha anlatman mümkün mü? Fotoğraf nerede bitiyor ve nerede mekan/yerleştirme başlıyor? S: Merve'yle Rutubet sergisi sırasında bir konuşma yapmıştık ve bu durumu çok iyi dışa vuran bir kelime çıkmıştı ortaya: Didişmek! Fotoğrafla hep bir didişme halinde olmak. Zaten plastik sanatlar eğitimi aldığım sırada fotoğraf ile tanışmam bu alanlar arasındaki geçişlerle haşır neşir olmama neden oldu sanırım. Öğrenciyken hep heykel, resim yapacağım diye düşünüyordum. Özellikle lise yıllarında Giacometti'yi bizimle tanıştıran heykel hocam beni inanılmaz etkilemişti. Ne kadar yakınlarına gidersek gidelim, hiçbir zaman yakınlaşamayacağımız figürler... Lisans eğitimine geldiğimde kesin heykeltıraş olup, taş oyacağım diye düşünürken, karanlık oda ve fotoğraf girdi hayatıma. -Göçmen hayatım başlamıştı ve fotoğraf yaparken hareketli olabilme durumu çok yönlendirici oldu sanıyorum.-Üniversitedeyken ev arkadaşımın bir makinesi vardı; biraz o makinenin nasıl çalıştığını çözelim derdiyle ve onun iteklemesiyle kendimi fotoğrafçılık kulübüne yazılmış olarak buldum. Fotoğrafla maceram hakikaten böyle başladı. Ikinci yıl topluluğun başkanı olarak buldum kendimi.Fakat topluluk da "Photojournalism"e ilgi duyan mühendislerle dolup taşıyordu, dolayısıyla biraz daha gezerek fotoğraf çekmeye yönelik bir eğilim, örneğin Koudelka'ya özenilen bir dönem vardı. Benim de öyle bir dönemim olsa da bu tatmin etmiyordu bir türlü, ne yapmak istediğimi bilmiyordum, arıyordum, denemeler yapıyordum -Bazen "Kafam niye böyle çalışıyor" diye düşünürsün ya, bu tam olarak çözebileceğin ve anlamlandırıp analiz edebileceğin bir şey de değil. Ben de bilmiyorum faakt ever işlerimi hep mekanla bir ilişki içinde düşünüyorum-O aralar Kierkegaard okumuş, cok etkilemiştim. Kaygı işi ortaya çıktı. Urfa'dan İzmir'e göç etmiştim ve bir birey ve kadın olarak kimliğimi sorgulama hali vardı. Kaygı da evde; bir elimde ampül bir elimde fotoğraf makinesi ile yaptığım bir işe dönüştü. Bir nevi gezmek aramak hali, mekânın içindeki gezintilere keşiflere dönüştü belki. Fotoğraf hep bir alana girme çıkma, içerde ve dışarda olma, dışarıyı içeriye getirme, içeriyi dışarı çıkarma için bir aygıt oldu sanırım benim için. Evet mekana özgü enstalasyonlar yapıyorum. Bu bir dönüşüm hali; sonraki adım. İlk iş de bir yandan bir çok şeyi söylüyor, çünkü orada da yeniden bir boşluk ve mekan yaratmıştım; evin bir köşesini beyaza boyayıp, figürleri ve çok yakın arkadaşlarımı da içine dahil ederek gerçekleşti. Biraz atölye/ev gibiydi çünkü benim yerim. O mekanı düşünerek, o mekanı da içine katarak başladım. Fotoğraf ya da mekanla, mesafe ile boşlukla uğraşmak. Görünenin dışına çıkmak bir nevi ölçülebilir olanın ötesine gitmek... Mert: Peki o dönemde fotoğrafın sende sahip olduğu yerle şu an sahip olduğu yer aynı mı? Bu nasıl bir değişim gösterdi? Değil. Fotoğrafla ilişkim hep bir dönüşüm içinde. Örneğin ış ürettiğim ilk dönemlerde araştırmalarım sırasında Dada'dan çok etkilenmiştim. DADA, fotoğrafın sanat dünyasını yerinden sarsmasını çok iyi temsil ediyordu. Resim dersinde önce kolajlar yapıyor, sonra o kolajların resmini yapıyorduk. Fotoğrafla ilişkim de biraz da bu alanlar arasındaki geçişler ve geçişizlikleri düşünerek devam etti Bir de ayrı alanlarda, ayrı pratiklerle iş üreten insanların birbiriyle temas noktaları çok sınırlı ve bunlar birbirlerinden ayrı şeylermiş gibi duruyor. Fotoğraf, toplumsal bellek ve imge kavramının değişimi, göz ve görmenin cözümlenmesi, öznenin ölcülebilirliği, kitle kültürünün ortaya çıkması, çoğaltma sistemlerinin gelişimi, kurumsallaşma, örneğin müze kavramının değişimi gibi oluşumlara araç olduğu gibi daha sonraları aynı sistemlere karşı oluşan avangard sanatsal süreclerin gelişimine kaynaklık etmesiyle, icat edildiğinden bu yana var olan bir sarsıntıdan bahsediyoruz.Belki fotoğrafın bu birleştirici yönünü ariyorumdur. Ş: Bu bir problem kesinlikle. Biz "fotoğrafçıyız" diyerek bir zümre içerisinde takılıyoruz sanki; ressamlar ayrı bir yerde, yazarlar çizerler ayrı bir yerde, hiçbiri tam kesişmediği için de verimli bir güncel sanat oluşmuyor. Çok kalabalık dursak da herkes kendi kabuğuna çekilmiş oluyor. Onu kırmak ya da bir şekilde bağları güçlendirmek kesinlikle faydalı olacaktır. S: Bizim Tekrar ∞ Döngü'yü yapma amacımız da biraz buydu. Bir yandan yaşamın döngüsü, tekrar kavramı gibi konular da vardı. Doğanın döngüsü üzerine kafa yorarken "Bunun üzerine konuşmalar düzenlersem daha çok araştırabilirim, daha derine inebilirim, farklı alanlardan insanlarla temas sağlayabilirim" diye düşünmüştüm. Fikir ilk olarak böyle ortaya çıktı. Bir edebiyatçı gelip "Hiç ses performansı dinlememiştim" diyebiliyordu ya da bir bilim insanının yıldızlar ve döngü üzerine yaptığı konuşmayı başka alandan bir kişi dinlemek zorunda kalıyordu. Böylece bir birliktelik oluştu. Bir misyon gibi "Aman bütün mecraları birleştireyim" demiyorum tabii, ama kafam biraz böyle çalışıyor. Örneğin dün gece yeni projemle ilgili araştırırken kendimi Newton'un fiziğiyle ilgili makalelere dalmış buldum ve "Nasıl buraya geldim" dedim kendi kendime. İpek: İlk olarak genel bir soruyla başlamak istiyoruz. Hemen hemen bütün çalışmalarında fotoğrafın, fiziksel alanın enerjisine uyum sağladığını, hatta belki de bu enerjiye boyun eğdiğini söyleyebiliriz. Bu yüzden fotoğrafın sendeki yerini öğrenmeye çalışmak ilk adım oluyor. Klişe bir soru olsa da, fotoğrafa bakışını biraz daha anlatman mümkün mü? Fotoğraf nerede bitiyor ve nerede mekan/yerleştirme başlıyor? S: Merve'yle Rutubet sergisi sırasında bir konuşma yapmıştık ve bu durumu çok iyi dışa vuran bir kelime çıkmıştı ortaya: Didişmek! Fotoğrafla hep bir didişme halinde olmak. Zaten plastik sanatlar eğitimi aldığım sırada fotoğraf ile tanışmam bu alanlar arasındaki geçişlerle haşır neşir olmama neden oldu sanırım. Öğrenciyken hep heykel, resim yapacağım diye düşünüyordum. Özellikle lise yıllarında Giacometti'yi bizimle tanıştıran heykel hocam beni inanılmaz etkilemişti. Ne kadar yakınlarına gidersek gidelim, hiçbir zaman yakınlaşamayacağımız figürler... Lisans eğitimine geldiğimde kesin heykeltıraş olup, taş oyacağım diye düşünürken, karanlık oda ve fotoğraf girdi hayatıma. -Göçmen hayatım başlamıştı ve fotoğraf yaparken hareketli olabilme durumu çok yönlendirici oldu sanıyorum.-Üniversitedeyken ev arkadaşımın bir makinesi vardı; biraz o makinenin nasıl çalıştığını çözelim derdiyle ve onun iteklemesiyle kendimi fotoğrafçılık kulübüne yazılmış olarak buldum. Fotoğrafla maceram hakikaten böyle başladı. Ikinci yıl topluluğun başkanı olarak buldum kendimi.Fakat topluluk da "Photojournalism"e ilgi duyan mühendislerle dolup taşıyordu, dolayısıyla biraz daha gezerek fotoğraf çekmeye yönelik bir eğilim, örneğin Koudelka'ya özenilen bir dönem vardı. Benim de öyle bir dönemim olsa da bu tatmin etmiyordu bir türlü, ne yapmak istediğimi bilmiyordum, arıyordum, denemeler yapıyordum -Bazen "Kafam niye böyle çalışıyor" diye düşünürsün ya, bu tam olarak çözebileceğin ve anlamlandırıp analiz edebileceğin bir şey de değil. Ben de bilmiyorum faakt ever işlerimi hep mekanla bir ilişki içinde düşünüyorum-O aralar Kierkegaard okumuş, cok etkilemiştim. Kaygı işi ortaya çıktı. Urfa'dan İzmir'e göç etmiştim ve bir birey ve kadın olarak kimliğimi sorgulama hali vardı. Kaygı da evde; bir elimde ampül bir elimde fotoğraf makinesi ile yaptığım bir işe dönüştü. Bir nevi gezmek aramak hali, mekânın içindeki gezintilere keşiflere dönüştü belki. Fotoğraf hep bir alana girme çıkma, içerde ve dışarda olma, dışarıyı içeriye getirme, içeriyi dışarı çıkarma için bir aygıt oldu sanırım benim için. Evet mekana özgü enstalasyonlar yapıyorum. Bu bir dönüşüm hali; sonraki adım. İlk iş de bir yandan bir çok şeyi söylüyor, çünkü orada da yeniden bir boşluk ve mekan yaratmıştım; evin bir köşesini beyaza boyayıp, figürleri ve çok yakın arkadaşlarımı da içine dahil ederek gerçekleşti. Biraz atölye/ev gibiydi çünkü benim yerim. O mekanı düşünerek, o mekanı da içine katarak başladım. Fotoğraf ya da mekanla, mesafe ile boşlukla uğraşmak. Görünenin dışına çıkmak bir nevi ölçülebilir olanın ötesine gitmek... Mert: Peki o dönemde fotoğrafın sende sahip olduğu yerle şu an sahip olduğu yer aynı mı? Bu nasıl bir değişim gösterdi? Değil. Fotoğrafla ilişkim hep bir dönüşüm içinde. Örneğin ış ürettiğim ilk dönemlerde araştırmalarım sırasında Dada'dan çok etkilenmiştim. DADA, fotoğrafın sanat dünyasını yerinden sarsmasını çok iyi temsil ediyordu. Resim dersinde önce kolajlar yapıyor, sonra o kolajların resmini yapıyorduk. Fotoğrafla ilişkim de biraz da bu alanlar arasındaki geçişler ve geçişizlikleri düşünerek devam etti Bir de ayrı alanlarda, ayrı pratiklerle iş üreten insanların birbiriyle temas noktaları çok sınırlı ve bunlar birbirlerinden ayrı şeylermiş gibi duruyor. Fotoğraf, toplumsal bellek ve imge kavramının değişimi, göz ve görmenin cözümlenmesi, öznenin ölcülebilirliği, kitle kültürünün ortaya çıkması, çoğaltma sistemlerinin gelişimi, kurumsallaşma, örneğin müze kavramının değişimi gibi oluşumlara araç olduğu gibi daha sonraları aynı sistemlere karşı oluşan avangard sanatsal süreclerin gelişimine kaynaklık etmesiyle, icat edildiğinden bu yana var olan bir sarsıntıdan bahsediyoruz.Belki fotoğrafın bu birleştirici yönünü ariyorumdur. Ş: Bu bir problem kesinlikle. Biz "fotoğrafçıyız" diyerek bir zümre içerisinde takılıyoruz sanki; ressamlar ayrı bir yerde, yazarlar çizerler ayrı bir yerde, hiçbiri tam kesişmediği için de verimli bir güncel sanat oluşmuyor. Çok kalabalık dursak da herkes kendi kabuğuna çekilmiş oluyor. Onu kırmak ya da bir şekilde bağları güçlendirmek kesinlikle faydalı olacaktır. S: Bizim Tekrar ∞ Döngü'yü yapma amacımız da biraz buydu. Bir yandan yaşamın döngüsü, tekrar kavramı gibi konular da vardı. Doğanın döngüsü üzerine kafa yorarken "Bunun üzerine konuşmalar düzenlersem daha çok araştırabilirim, daha derine inebilirim, farklı alanlardan insanlarla temas sağlayabilirim" diye düşünmüştüm. Fikir ilk olarak böyle ortaya çıktı. Bir edebiyatçı gelip "Hiç ses performansı dinlememiştim" diyebiliyordu ya da bir bilim insanının yıldızlar ve döngü üzerine yaptığı konuşmayı başka alandan bir kişi dinlemek zorunda kalıyordu. Böylece bir birliktelik oluştu. Bir misyon gibi "Aman bütün mecraları birleştireyim" demiyorum tabii, ama kafam biraz böyle çalışıyor. Örneğin dün gece yeni projemle ilgili araştırırken kendimi Newton'un fiziğiyle ilgili makalelere dalmış buldum ve "Nasıl buraya geldim" dedim kendi kendime. Sinem Dişli ile üretim pratiğine, çalışmalarına, tekrarlara ve döngülere dair bir söyleşi. İpek: İlk olarak genel bir soruyla başlamak istiyoruz. Hemen hemen bütün çalışmalarında fotoğrafın, fiziksel alanın enerjisine uyum sağladığını, hatta belki de bu enerjiye boyun eğdiğini söyleyebiliriz. Bu yüzden fotoğrafın sendeki yerini öğrenmeye çalışmak ilk adım oluyor. Klişe bir soru olsa da, fotoğrafa bakışını biraz daha anlatman mümkün mü? Fotoğraf nerede bitiyor ve nerede mekan/yerleştirme başlıyor? S: Merve'yle Rutubet sergisi sırasında bir konuşma yapmıştık ve bu durumu çok iyi dışa vuran bir kelime çıkmıştı ortaya: Didişmek! Fotoğrafla hep bir didişme halinde olmak. Zaten plastik sanatlar eğitimi aldığım sırada fotoğraf ile tanışmam bu alanlar arasındaki geçişlerle haşır neşir olmama neden oldu sanırım. Öğrenciyken hep heykel, resim yapacağım diye düşünüyordum. Özellikle lise yıllarında Giacometti'yi bizimle tanıştıran heykel hocam beni inanılmaz etkilemişti. Ne kadar yakınlarına gidersek gidelim, hiçbir zaman yakınlaşamayacağımız figürler... Lisans eğitimine geldiğimde kesin heykeltıraş olup, taş oyacağım diye düşünürken, karanlık oda ve fotoğraf girdi hayatıma. -Göçmen hayatım başlamıştı ve fotoğraf yaparken hareketli olabilme durumu çok yönlendirici oldu sanıyorum.-Üniversitedeyken ev arkadaşımın bir makinesi vardı; biraz o makinenin nasıl çalıştığını çözelim derdiyle ve onun iteklemesiyle kendimi fotoğrafçılık kulübüne yazılmış olarak buldum. Fotoğrafla maceram hakikaten böyle başladı. Ikinci yıl topluluğun başkanı olarak buldum kendimi.Fakat topluluk da "Photojournalism"e ilgi duyan mühendislerle dolup taşıyordu, dolayısıyla biraz daha gezerek fotoğraf çekmeye yönelik bir eğilim, örneğin Koudelka'ya özenilen bir dönem vardı. Benim de öyle bir dönemim olsa da bu tatmin etmiyordu bir türlü, ne yapmak istediğimi bilmiyordum, arıyordum, denemeler yapıyordum -Bazen "Kafam niye böyle çalışıyor" diye düşünürsün ya, bu tam olarak çözebileceğin ve anlamlandırıp analiz edebileceğin bir şey de değil. Ben de bilmiyorum faakt ever işlerimi hep mekanla bir ilişki içinde düşünüyorum-O aralar Kierkegaard okumuş, cok etkilemiştim. Kaygı işi ortaya çıktı. Urfa'dan İzmir'e göç etmiştim ve bir birey ve kadın olarak kimliğimi sorgulama hali vardı. Kaygı da evde; bir elimde ampül bir elimde fotoğraf makinesi ile yaptığım bir işe dönüştü. Bir nevi gezmek aramak hali, mekânın içindeki gezintiler

Güncelleme #25 Şener Soysal Coşkun Aşar ile Blackout'a Dair

Coşkun Aşar, kitabı "Blackout" ile beraber üretim pratiğini ve ilgilendiği konuları anlattı. Şener: Öncelikle ilgil alanlarınızdan, üretme motivasyonunuzdan bahsedebilir misiniz? Coşkun: Birbirine yakın belli konular üzerine ilgim olduğunu söyleyebilirim, bunlar da biraz eğitim altyapısından geliyor. Sinema okudum aslında ama fakültem iletişimdi ve orada gazetecilik formasyonu da alma fırsatım oldu. Sinema için başladığım bir alandı fotoğraf; ancak sonrasında fotoğrafın tek başına yapılabilirliği, yalnızlığı beni çok cezbetti. Başladıktan sonra da ciddi biçimde beni sardı ve devam ettim. Tabii gazetecilik formasyonu ve fotojurnalizm eğitimi bana meselelere daha eleştirel bakmayı ve merak etmeyi öğretti. Kitap ise aslında uzun süredir çalıştığım, birbiriyle konuşan, birbiriyle teması olan konuların bir müddet sonra benim üzerimden bir hikayeye dönüşmesi şeklinde oldu. İstanbul'un biraz daha karanlık yüzünü ele alan, orada yaşayan, orada yaşanılan meseleler üzerinden ortaya çıktı. Blackout'un içerisinde yaklaşık olarak 4 ayrı katman var. Bu katmanlar zaman zaman uzun soluklu olarak içinde bulunduğum farklı hikayeler ve konular olarak üzerine çalıştığım meseleler, yaşadığım yerlerle ilgiliydi ve bunları bir araya getirmek de, zaman içerisinde dönüp baktığımda aslında hepsinin benim üzerimden bir hikaye anlatmasıydı.

Güncelleme #26 Rızasız Bahçenin Gülü Derilmez Ekibi İyileşmek, Tanışmak, Paylaşmak Üzerine Bir Konuşma

Güncelleme #26'nın bir parçası olan bu ses kaydı, Rızasız Bahçenin Gülü Derilmez Sergisinin bir parçası olan sanatçıların nasıl bir araya geldiği, geleneksel sergi mekanlarının dışında kurguladıkları sergiyi ve sanatçıların üretim pratiklerini içeriyor.

Güncelleme: Tıkanma Şener Soysal Artık Herkes de Sen Gibi.

Kolektiflerin, oluşumların, bağımsız mekânların nasıl ayakta kalabileceğini konuşmuyoruz. Öngörülen ekonomik daralma sonrası, sermaye tarafından fonlanan birçok mekân ve etkinliğin de desteğini kaybedeceğini konuşmuyoruz. Yayıncıların durumunu, sanat yazarlarını da düşünmüyoruz. Hadi bu kısımları es geçtik, sanat dediğimiz şeyi bizzat var eden sanatçıların durumuyla da ilgilenmiyoruz. Yeni referans noktamızdan bakınca, bunlar gözümde büyüyor. Belli ki sanat dünyamız toptan tıkanmış diyorum. Öte yandan bu yazıyı bir yıl önce bugün yazsam, sanırım yine aynı şeyi yazardım: Sanat dünyamız tıkanmış. Ne zaman toz pembe oldu ki, değil mi? O yüzden duruma isterseniz "tıkanmanın tıkanması" diyelim, isterseniz "aynı tas, evde hamam."

Güncelleme #27 Şener Soysal "Wow!" Eliyle Yapılmıştır

Bir çizim ne zaman sanat eserine dönüşür? Bir eser, nasıl bir müzede yer alabilir? İnsan ne zaman sanatçı olur? Bir müze eserlerini neye göre seçer? Bir eser açıklamasına nasıl yer verilir? Bunlar ve ilişkili pek çok soru, açılışı yapılan Odunpazarı Modern Müzesi'nde (OMM) yer verilen "Vav" çalışmasının sergi anından bir fotoğraf ile başıma üşüşmeye başladı. Bu metin, sorgularım ve kendimce cevaplarımdan oluşan bir incelemeden ibaret.

Güncelleme #22 Şener Soysal - İpek Çınar Korhan Karaoysal ile "Neden Amaç"a Dair

Belgesel fotoğraf çalışmaları üreten Korhan Karaoysal ile FUAM’da ödül alan “Neden Amaç” kitabına ve üretim pratiklerine dair bir söyleşi.

Güncelleme #21 Şener Soysal Yeni Nesil Üretim, Yeni Nesil Paylaşım, Yeni Nesil Tüketim

İçinde yaşadığımız, kullandığımız, sahip olduğumuz ve sürekli değişen dijital süreç üzerinden yazmak konusunda hala tereddütlerim var (Ama sizin böyle bir ilk cümleyle başlayan bu metni okumak konusunda tereddütünüz olmasın.). Hepimizin ziyadesiyle dahil olduğu bu süreç için genel durumları özetlemek yersiz geliyor. Üstelik teknolojinin bu kadar hızlı değişmesi, birkaç yıl içinde bilgileri anlamsız kılabilir.

Güncelleme #20 Eren Sulamacı - Şener Soysal Orhan Cem Çetin ile "Kitap vs."

Orhan Cem Çetin ile fotoğraf kitaplarına dair ufak bir sohbet gerçekleştirmeyi amaçlıyorduk. Amacımız "Bedava Gergedan" ve Kara Kutu Cep Kitapları'na dair konuşmaktı. Şans, daha farklı bir sohbetin kapısını araladı ve bir saatlik sohbetimize başka fotoğrafçılar da konuşarak ya da dinleyerek katılıverdi. Bir masanın etrafında türlü türlü üretim pratiklerine sahip insanlar bir arada olunca, söyleşi de ne sadece Orhan Cem Çetin ile gerçekleşti, ne de sadece kitaba dair oldu. Bu nedenle Orhan Cem Çetin ile "Kitap vs." üzerine bir söyleşi okuyacaksınız.

Güncelleme #20 Şener Soysal - İpek Çınar Okay Karadayılar ile Book Lab'e Dair

Fotoğrafçı Frederic Lezmi, Grafik tasarımcı Okay Karadayılar ve galeri sahibi Kerimcan Güleryüz tarafından geliştirilen Book Lab projesi ve fotoğraf kitaplarına dair merak ettiklerimizi, bir bayram tatili öncesi hengamesinde sevgili Okay Karadayılar'a sorma fırsatı bulduk.

Güncelleme #20 Şener Soysal Kitap Olmak ya da Olmamak. Sahi Bütün Mesele Ne?

Gündemimiz fotoğraf kitapları. Şu anda yazlık bir pop şarkısı gibi her yerde dilden dile dolaşıyor olsa da, aslında sözleri az önce yazılmadı. Bu konuda incelemeler, çalışmalar yapanlar, üzerine ciddi olarak düşünerek sanat üretimlerinin bir parçası haline getirenler çok önceden beri vardı. Benim için ise tanışıklığım çok gerilere gitmese de, bir mecra olarak fotoğraf kitaplarının içinde yer alanlar kadar; bir tasarımcı ve editör olarak kitabın üslubunun, tekniğinin, malzemesinin de kafamı mütemadiyen kurcaladığını söylemeliyim.

Güncelleme #19 Şener Soysal Makine ve Fotoğraf Fetişi

Fotoğrafı üretim aracı olarak kullanan sanatçılardan Zeynep Beler, son üretimlerinde çektiği fotoğrafları, özellikle instgram fotoğraflarını resimliyor. Bunu da fotoğraf makinesinin lens, flaş, ışık vb. tüm etkilerini yansıtarak yapıyor. Beler ile sohbetimizin ana konusu ise, fotoğraf makinesinin ve fotoğraf nesnesinin fetiş olması.

Güncelleme #19 Şener Soysal Rüya Olmayan Fotoğrafların Tabiri

Ev sahibimiz Oğuz gecenin sonunda "Size bir şey göstereceğim." diyerek sanıyorum 10×10 cm özenle baskı alınmış fotoğrafları birbiri ardına sehpaya dizmeye başlamıştı. Gördüğüm fotoğrafların dili beni çok etkilemişti. Bozkırlar vardı, uçsuz bucaksızdı kimisi. Babamın "Dağlar taşlar boş kalmasın diye yaradan bizi burada yaratmış." dediği bu topraklarda doğup büyüdüğümden olsa gerek, o sonsuz bozkır hali… Bazılarında tek tük ağaçlar, birinde bir kelebek… Gerçek dışı manzaralar bir yandan da; yansımalar, yanıklar, dokular… Bir de yattığı yerden hiç kalkmayacakmış gibi uyuyan bir amca. Fotoğraflara bakarken ben de rüya gördüğümü düşünüyordum.

Güncelleme #18 Ege Kanar Ege Kanar ile 'İz'e Dair

Ege Kanar ile ‘iz'e dair araştırmalar yapan ve sorgulayan üretim pratiği ile çalışmalarını konuştuk. Söyleşi, Kanar'ın fotoğrafla ve ‘fotoğraf çevresi' içindeki kendi deyimiyle "iki adım ileri bir adım geri" duruşunu yansıtıyor. Hem ileri adımlarının heyecanı ve samimiyetini hem de geri dönerek kabuğuna çekilmesinin nedenleri yer alıyor.

Güncelleme #17 Orta Format Editörlerden Bir Düzine

Orta Format olarak, son dönemde Türkiye'den yeterince genç isimle tanış(a)madığımızı fark ettik. Dergiyi araştırma sürecimizin önemli bir parçası olarak gören bizlerin de var olan ağlar içerisinde kaldığının göstergesiydi. Öte yandan da, fotoğrafa dair araştırmamızın başladığı dönemlerde tanıştığımız, karşılaştığımız, heyecanladığımız çalışmaları yapan insanlar artık daha bilinir, kabul edilir ve çalışmalarını daha rahat paylaşabilir hale gelmişti.

Güncelleme #15 Sinem Yörük - Kerimcan Güleryüz Edisyon, Temsiliyet ve Samimiyet

Edisyon ve temsiliyet, pek çok genç sanatçının (biz de dahil) bilmediği ve sürecine hakim olmadığı konular. Galeriler ile sanatçılar, eserler ve koleksiyonerler arasındaki ilişki; içerisinde ticareti de barındırdığından olsa gerek fazla dillendirilmiyor. Haliyle aradaki ilişkiler ve var olan sistem, içerisinde bulunmayanlar için korkutucu ve tedirgin edici görünüyor. (Tabii sistemin içindekilere de sormak gerekiyor: Sizin için de tedirgin edici mi? Ama bu başka bir söyleşi konusu.)

Güncelleme #13 Şener Soysal - Tevfik Çağrı Dural Bir Şahin Kaygun Araştırmasından Soru(n)lar

Araştırmanın her zaman hedefindeki sorunun çözümüne ulaşması beklenir. Çözüm olmazsa hüsran olarak bakılır. Oysa ki, bazen araştırma süreci ve izlediğiniz yol, bambaşka deneyimleri ve sonuçları da beraberinde getirir. Bazen öyle bir an gelir ki, berrak bir çözüm bulamamanın nedenleri ve yol hakkında bambaşka sorular keşfedersiniz.

Güncelleme #13 Şener Soysal - Tevfik Çağrı Dural Editörlerden Mozaikten Betona Sorular

Buralar eskiden mozaikti. Kimileri için insanların temsili, çimentodan imal edilmiş beton gibi düşünülüyor galiba. Bu yüzden her şeyi tekdüze ve gri yapmaya çalışıyorlar. Lakin o bulamaç yapı ne kadar güçlü görünürse görünsün soğuktur, doğayla uyumsuzdur, ruhsuzdur. Gölgesi bile beğenilmeyen söğüt ağacından bilirim; illa ki bir ağaç kökü gelir, büyüyüp çatlatır betonu ve özgürlüğüne kavuşur.

Güncelleme #12 Tevfik Çağrı Dural - Şener Soysal Metehan Özcan Söyleşisi

Metehan Özcan ile çalışmaları ve üretim pratiğinin merkezindeki katmanlılık hali ile şehire dair bir söyleşi.

Güncelleme #12 Şener Soysal - Tevfik Çağrı Dural Editörlerden ‘Gezi Yazısı’

Gezi'de halkın kolektif bir yaşam kurduğu günlerdi. Parkta atölyeler düzenleniyor, kütüphane çalışıyor, forumlar düzenleniyordu. Biz de Gezi'ye 16 sayfadan oluşan ve üzerinde küçük bir not olan kırmızı bir defter bıraktık. Notta o sırada gezide yaşayan, üreten, paylaşan insanların sayfaları istediği gibi doldurmasını ve bu defterin elden ele dolaşmasını istedik.

Güncelleme #11 Çınar Eslek Çınar Eslek Söyleşisi

Çınar Eslek ile çalışmaları ve üretim pratiğiyle alakalı mecra seçim tercihi ilişkisine dair bir söyleşi.

Güncelleme #10 Tevfik Çağrı Dural - Şener Soysal Söyleşi: Cemil Batur Gökçeer

Cemil Batur Gökçeer ile çalışmaları, üretim pratiği, "Torun" ve Ankara'ya dair bir söyleşi. Aslında biraz da sohbetin şekillendirdiği bir anlatı da diyebiliriz. Gökçeer'in içinden geldiği gibi dile getirdiği hikaye anlatıcılığında "Düğüm"ün masalsı haliyle bütünleşen ve hikayeymişçesine okunabilecek keyifli bir metin.

Güncelleme #10 Tevfik Çağrı Dural - Şener Soysal Serkan Taycan ile “Bitmeyecek Söyleşi”

Serkan Taycan ile "Memleket" ve "Kabuk"‘un ilişkisi, üçlemenin devamı olan kent meydanları ve toplu konutlara dair bir söyleşi.

Güncelleme #08 Yavuz Erkan Yavuz Erkan Söyleşisi

Avustralya'da yaşayan sanatçı Yavuz Erkan ile "Unorthodox Aphorisms" çalışması, üretim pratiği ve Avustralya'daki güncel sanat durumu üzerine bir söyleşi.

Güncelleme #07 Tevfik Çağrı Dural - Şener Soysal Cemre Yeşil Söyleşisi

Cemre Yeşil ile yeni sergisi "Biz Öyle Bir Şey Yaşamadık" ve diğer çalışmaları üzerine bir söyleşi.

Güncelleme #06 Özgür Atlagan Özgür Atlagan Söyleşisi

Özgür Atlagan ile projeleri, çalışma pratiği ve "Kaba-Hat" üzerine bir söyleşi…

Güncelleme #05 Nazif Topçuoğlu Nazif Topçuoğlu ile Eleştiriye Dair

Neden eleştiri yapılmıyor? Neye göre sanatçı kavramı oluşuyor? Sanat okulları yeterli bilgiyi ve eleştiri kuramınını aktarıyor mu? Güncelleme #04'te Murat Germen ile neye göre eleştiri yaptığımız ve olumlu önyargılarımız ile ilgili başlayan "Eleştiriye Dair" söyleşilerimiz Nazif Topçuoğlu ile devam ediyor.

Güncelleme #05 Müge Yılmaz Müge Yılmaz Söyleşisi

Müge Yılmaz ile “Evler” projesi ve çalışmalarına dair söyleşi.

Güncelleme #04 Tevfik Çağrı Dural - Şener Soysal Murat Germen ile Eleştiriye Dair Söyleşi

Neye göre eleştiriyoruz? Sevdiğimiz insanların işlerine ‘olumlu' önyargıyla bakıyor muyuz? İyiyi ve kötüyü nasıl ayırıyoruz? Murat Germen ile ‘eleştiri'ye dair bir söyleşi. İlavesi, 'Muta-morfoz' ve yeni projeler üzerine bakışı ile Orhan Cem Çetin'in son sergisi ‘Yeni Çağ' hakkındaki yorumu.

Güncelleme #02 Tevfik Çağrı Dural - Şener Soysal Aslı Narin Söyleşisi

Aslı Narin ile yeniden sergilenecek çalışması "Halamın Bahçesi", yeni projeleri ve vjing üzerine bir söyleşi.

Güncelleme #01 Tevfik Çağrı Dural - Şener Soysal Gözde Türkkan Söyleşisi

Gözde Türkkan ile fotoğraf projeleri "Baktım Sana" ve "Buraya Ödeyiniz" ile çalışmalarının alt yapısını oluşturan cinsiyet ve kadına dair bir söyleşi.

Güncelleme #26 İpek Çınar, Şener Soysal, Tevfik Çağrı Dural Editörlük Aşkı Öldürür mü?

Güncelleme #26'nın bir parçası olan bu ses kaydında, 7 yıldır yayın hayatına devam eden derginin editörleri bir özeleştiri yapıyorlar.

Güncelleme #29 Sevim Sancaktar & Saliha Yavuz Omuz Dayanışma ve Paylaşım Ağı

Görsel sanatlar alanında çalışan ve üretenler arasında dayanışmaya dair bir paylaşım ağı olan Omuz'un ilk dönem kolaylaştırıcılarından Sevim Sancaktar ve Saliha Yavuz ile birlikte; karşılıksız kaynak paylaşımı, alanda çalışanlar arasındaki güven ve güvencesizlik üzerine konuştuk. Hem profesyonel deneyimlerindeki aracılık / mediator rolleri hem de Omuz'daki deneyim ile sanat emekçileri ve güvencesiz çalışma koşulları üzerine sorular sorduk.

Güncelleme #29 Bager Akbay & Ebru Yetişkin Dağılarak Örgütlenme ve Sanat Pratikleri

Bu konuşmada Ebru Yetişkin ve Bager Akbay teknolojiyle birlikte değişen ve yaparken öğrenmeye çalıştığımız dağıtık (distributed) düşünme ve örgütlenme yollarından bahsederek günümüz sanatı ile ilişkilerini irdelediler.

Güncelleme #29 Fırat Arapoğlu Krizde Sanat

Sanat, genellikle sanatçıların bireysel yaratıcılık ekseninde yaşadıkları süreçler, estetik stilleri ve bireysel imzalarıyla değerlendirilir. Ama 20.yüzyılın ilk çeyreğinden bugüne bazı sanatçıların katılımcılık (participation), ortaklaşa-çalışma (co-operation) ve etkileşim (interaction) kavram ve yöntemlerini kullanarak; geniş ölçekli bir yaratıcı stratejiler bütünü ortaya koydukları görülmektedir.

Güncelleme #29 Irmak Özer Yeni Dönemde Sanat Galerileri

Pandemi ile kapanmak durumunda kalan ve belirsiz bir döneme giren galeri ekosisteminin ele alındığı konuşmada, uluslararası sanat dünyası (mega ve orta ölçekli galeriler ve bu galerilerin döneme reaksiyonları, alınan/alınmayan yardımlar) değerlendirmesi üzerinden yerele bakıldı. Yeni bir normal içinde galerilerin sürdürülebilirliğinin ne kadar mümkün olduğu sorgulanırken krizin fırsata dönüşebilecek tarafları üzerinde akıl yürütüldü.

Güncelleme #29 amberPlatform, PASAJ Bağımsızlar İndeksi ve Kolektif Çalışma Pratikleri Üzerine

amberPlatform ve PASAJ dayanışma içinde çalışan iki oluşum. Hayy Open Space, 6x6x6 ve Halka Sanat Projesi ile beraber geliştirdikleri Bağımsızlar İndeksi haritalandırma yöntemiyle bağımsızları görünür ve erişilebilir kılmayı, işbirliği ve paylaşım yoluyla öz kaynaklarını hareketlendirmeyi amaçlıyor.

Güncelleme #29 Tiyatro Kooperatifi - Iraz Yöntem, Muharrem Uğurlu Tiyatro Alanında Sosyoekonomik Bir Örgütlenme Modeli Olarak Kooperatif Deneyimi

Konuşma sırasında “Pandemi tiyatro alanında ne tür değişimlere yol açtı ve mücadele pratiklerini nasıl etkiledi? Tiyatro Kooperatifi, tiyatro sektörünün iyileştirilmesi, tüm üretim ve uygulama süreçlerinin profesyonelleştirilmesini sağlamak konusunda kuruluşundan bu yana ne tür adımlar attı? Yasal düzenlemeler konusunda kamu ile iletişim hangi noktaya taşındı? Bir örgütlenme modeli olarak sanat alanındaki diğer disiplinlere nasıl yol gösterebilir? Kooperatifin kazanımları, olumlu ve olumsuz yanları neler?” sorularını yanıtlamaya çalıştık.

Güncelleme #29 Zeynep Hekim, Zeynep Ökke Ortanormal #7: Medinelinin Temel Hakkı: Örgütlenme

Bu konuşmada Zeynep Hekim ve Zeynep Ökke, hem sivil toplum örgütlenme biçimlerinin hukuki yönüne hem de aralarındaki farklara değindiler. Bunun dışında ticari bir tüzel kişiliği olan ve ticaret kanununda düzenlenen kooperatiflerin de örgütlenme şeklini kısaca incelediler. Bu konuşmanın sanat alanında bir örgütlenme yapısına girmek isteyen kişiler için hem ilişkiler hem de uluslarası fonlar açısından fikir vereceğine inanıyoruz.

Güncelleme #29 Merve Ünsal Ortanormal #8: (Öz)dayanışımsal titreklikler

Eğer sanat pratiği bir meslek olmanın ötesinde bir varoluş biçimi olma potansiyeli taşıyorsa, bu halin gerektirdiği eylemlilikler nedir? Üretim ve biçim odaklı pratiklerin yabancılaştığı bu anda oluşturmamızın, kullanmamızın, yaymamızın elzem olduğu kelime ve kavram dağarcıkları nedir? Bir sanatçının maddi-manevi dünyasının titrek tezahürleri.

Güncelleme #29 Seçil Erel Ortanormal #9: Sanatçı Destek Birliği / Artist Support Pledge Deneyimi

Pandemi sürecinde ressam Seçil Erel'in, Matthew Burrows'ın başlattığı Artist Support Pledge'i Türkiye'ye uyarlamasıyla ortaya çıkan Sanatçı Destek Birliği, destek ver-destek al felsefesiyle büyümeye devam ediyor. Dünya çapında bir sanatçı deneyimine dönüşerek sanatın sınırlarını ve yaratıcı insan zekasının neler yapabileceğini bize gösteren, bir post veya hastagle dünyanın öbür ucuna erişmenin olanaklarını sunan bir hareketi, Sanatçı Destek Birliği/Artist Support Pledge deneyimini Seçil Erel bizlerle paylaştı.

Güncelleme #29 Burak Delier Ortanormal #10: Sanat ve Acil Durum: Acil Durumda Sanat, Sanatta Acil Durum

Burak Delier ve İpek Çınar, Delier'in son dönem yazıları ve verdiği söyleşiler üzerinden acil durum ve sanat ilişkisini tartıştılar. Burak Delier uzun zamandır çalışma koşullarını, güvencesizliğe/kırılganlığa/yaralanabilirliğe bırakılmışlığı ve sanat pratiği arasındaki ilişkileri ve ilişkisizlikleri tartışıyor. Bu konuşmada da meseleyi salt sosyo-ekonomik ve politik bir yönetim sorunsalı olarak ele almanın ötesine geçmenin yollarını ve bu bağlamda estetiğin kurtarıcılığını açımlamaya çalıştı.

Güncelleme #29 Pelin Tan, Önder Özengi Ortanormal #11: Sanat Ekonomilerinde Dayanışmacı Örüntüler

Pelin Tan ve Önder Özengi, 2011 yılından beri güncel sanat alanındaki emek ilişkileri ve heterojen ekonomiler üzerinde araştırma yürütüyor. Konuşmada 2011-2014 yılları arasında Türkiye'de yaptıkları saha çalışması ve sonrasında halen farklı ölçek ve bağlamlarda sürdürdükleri araştırmalarından yola çıkarak sanat dünyalarındaki ekonomik çeşitlilik ve çoğul prekarite biçimleri ve bunun yeni politik ufuklar için barındırdığı olası imkanlar üzerinden paylaşımda bulunacaklar. COVID -19 gibi kriz süreçlerinde sanat dünyalarındaki halihazırda var olan çoğul ekonomik ilişkileri içinden nasıl özgürleştirici modeller devşirebiliriz? Kolektif iş, karşılıklı bağımlılık, onarıcı emek ve özgürleştirici artı değer dayanışmacı örüntüler içinde nasıl yer ediniyor?

Güncelleme #29 Ortanormal #12: Üç Dakika: Ortanormal Forum

Bu konuşmayı herkesin aklındakilerle dahil olabileceği yatay bir yapıda kurguladık. Konuşmada herkes en az üç dakikalık sürelerle söz aldı ve konuşmacı haline geldi. Böylece herkesin bu konuşma serisi ve bağlamı kapsamındaki fikirlerini bize iletmiş oldu. Konuşmacı yok, dolayısıyla hepimiz konuşmacıyız.

Güncelleme #31: Niyet Şener Soysal Niyet #8: Niyeti Bozan Tasarımcı

Bu konuşma suçlama niyeti olmayan bir niyet okuması içeriyor. Konusu ise işverenlerin iş ilanlarındaki niyeti. ‘Grafik tasarımcı’ ilanları üzerinden gelişen niyet okuması görsel sanatlarla ilişkili pek çok meslek için de geçerli. Öte yandan tasarımcının işi kabul etme niyeti üzerine de düşünmek gerekiyor. Niyetleri bozan bir oyunbozan mıyım bilmiyorum ama, emeğin değeri konusunda niyeti bozmadığım kesin.