Açık Çağrı'ya gelen çalışmalardan Orta Format'ta yer verdiğimiz beşinci proje Ceren Kılıç'ın "Radyasyon Dağı" adını verdiği ve bir blogta başlayan/biten ve arşivlenen projesi. Biz de birkaç fotoğraf dışında arşivi buraya taşımamak gerektiğine karar verdik. Bu nedenle projenin tümünü bu linkten görebilirsiniz.
Sevim Burak'ın Beckett'le sohbete daldığı hastane odasında Balwalwa maskeleriyle dans eden insanlar vardır. Yoktur ama vardır. Uzun bir Afrika Dansı'dır bu. Çok ağırdır. Ya da Léo Ferré'nin Konseri'nde Tezer Özlü, odasında Torelli, Marcello dinler. Yine de çok sessizdir. Ve bir başka anlamda nefes kesicidir. Radyasyon Dağı'nın bu eserlere gönderme yapmak gibi bir niyeti yok ama sanki onlarla konuşur gibidir. Ya da onu izlemeye gelenleri konuşturur. Bir şeyler ekler ve çıkarır. Ceren Kılıç'ın belli bir süreliğine açtığı bu blog, onun karantina güncesi. Diğer işlerinden oldukça farklı olan bu toplamanın sebebinin işlevselliği göz ardı edilmemeli. Bloga koyulmak için seçilecek kareler, odada harcanması zorunlu vakti keyifli hale getirecekti. Kılıç, "Çektiğim hiçbir fotoğrafı silmedim ve en fazla bu kadarını çekebilmeye halim vardı" diyerek kısa bir e-posta ile linki yakın çevresiyle paylaştığını belirtiyor. Ve bir başka e-postaya çekemediklerini ekliyor:
03.09.14
doktor beni kamerayla izleyerek elindeki mikrofondan odaya direktifler vererek içirdi ilacı.
faranjit ve mide bulantısı hissi.
odamda iyi ki pencere var gerçekten, dev bir duvara baktığı için harika oldu yani duvara bakıyorum.
pencerenin en iyi yanı duvara bakıyor oluşudur zaten
wifi çekmiyor
telefon da pek çekmiyor
ama ethernet kablosu verdiler laptopluyum
biraz başım dönüyor, psikolojik de olabilir
henüz yemek yemediğimden ve 2 saat daha aç kalacağımdan da olabilir
neyse ki hemşire abi çok şeker
arada odanın bilmediğim bir yerinden NASIL GİDİYOR diye mikrofona konuşuyor
ben de nereye bakacağımı bilmeden İYİYİM diyip elimle LIKE işareti yapıyorum
Radyasyon Dağı, doğaya ait olmayan; karantinadaki atıkların biriktirildiği bir arşiv yığını. Ceren Kılıç'ın bu tepeleme kayıtları; iletişime geçemediği, dokunmanın ve yaklaşmanın yasak olduğu süreç içinden bize ulaştırdığı hissiz belgeler niteliğinde.
Sanki şivesi farklı bir anlatının tecrübesi onlar.