Orta Format arşivinde arama için yukarıdaki alanı kullanabilir
ya da her güncelleme içeriğini aşağıdaki başlıklarda görebilirsiniz.

Güncelleme #28 Dila Yumurtacı, Neslihan Koyuncu, Melisa King, Eren Sulamacı, Didem Erbaş, Derya Yıldız UZ Grubu

Bağımsızlık, UZ'u aynı anda hem devam eden, hem dönüşen, hem de sonlanan bir sanat oluşumu olarak görmemize sebep olan kavramlardan bir tanesi. Bir araya geliş biçimimizin çabasız ve kendiliğindenliği, bağımsız üretimlerimizi bilemeye çalışmadan bir arada var olmayı denememizi ve geleneksel kalıplara, ilişkilere ve süreçlere adapte olmayı reddetmemizi olanaklı kıldı. Bu sayede, aynı evin çatısı altındaki odalar gibi, bireysel sınırlarımızın varlığını kabul edip yan yana durarak, kendi iç mekânımızda kendi kurallarımızı koyduğumuz bir oyun alanı yaratabildik. Bizi bir araya getiren mekânlar ve mecraların olanaklarını, kendi yöntemlerimizle ama beraberce deneyimleme heyecanımız, kurumsallaşma ve iş bölümü yapma ihtiyacı hissetmediğimiz bir yol arkadaşlığına dönüştü.

Güncelleme #22 Neslihan Koyuncu Hayali Reality World Sergisi

Bugün, kırk sekiz gün içinde ikinci defa rüyamı hatırlamayarak uyandım. Rüyamdaki imgeleri hafızaya aktaramamanın neden olduğu birikmiş enerji, düşündüğüm hayali sergiyi kurmak ve hayalet imgeler yaratmak için, bugünü uygun hale getirdi. Planlanmış ama gerçekleşmemiş bu serginin yokluğunun, varlığından daha fazla şeye gebe olduğuna inancımla, UZ grubundan aldığım destek üstüne, bu metne başladım. Metin boyunca betimlenen ama yapılamayan her şey için, silik bir olumsuzluk eki ile fısıldamayı tercih ettim. UZ grubu sanatçılarının işleri betimlenirken çoğunlukla sanatçıların gerçekleşecek sergi beklentisiyle oluşturdukları temel fikirleri baz aldım. Günümüz gerçeklerinin ve devam etmek için gereken gerçekçilik yaklaşımının kısıtlama ve yaptırımlarından arınma özgürlüğünü deneyimlediğimiz bu hayali sergi metni ile; tüm düşünen ve hayal kuran bireyleri, sergiyi betimlemeler eşliğinde imgelemeye çağırıyoruz.

Güncelleme #20 Eren Sulamacı - Şener Soysal Orhan Cem Çetin ile "Kitap vs."

Orhan Cem Çetin ile fotoğraf kitaplarına dair ufak bir sohbet gerçekleştirmeyi amaçlıyorduk. Amacımız "Bedava Gergedan" ve Kara Kutu Cep Kitapları'na dair konuşmaktı. Şans, daha farklı bir sohbetin kapısını araladı ve bir saatlik sohbetimize başka fotoğrafçılar da konuşarak ya da dinleyerek katılıverdi. Bir masanın etrafında türlü türlü üretim pratiklerine sahip insanlar bir arada olunca, söyleşi de ne sadece Orhan Cem Çetin ile gerçekleşti, ne de sadece kitaba dair oldu. Bu nedenle Orhan Cem Çetin ile "Kitap vs." üzerine bir söyleşi okuyacaksınız.

Güncelleme #20 Eren Sulamacı Üniversitede Fotoğraf Kitabı Eğitimi

Aşağıdaki metin 29 Mayıs 2016′da, İstanbul Fotoğraf Kitabı Festivali kapsamında Aslı Narin ile yaptığımız "Üniversitede Fotoğraf Kitabı Eğitimi" isimli konuşmayı temel almaktadır. Son iki senedir Sabancı Üniversitesi'nde Melis Bağatır ve Murat Germen ile birlikte "Fotoğraf ve Anlatım" dersini yeniden kurgulayarak fotoğraf kitabı üretimine odaklı bir hale getirmiş durumdayız. Aynı şekilde Aslı Narin de Kadir Has Üniversitesi'nde paralel bir ders yürüttü. Her dönem bir kere eğitmen değişimi yaparak, toplu jüriler düzenleyerek, süreç içerisinde fikir alışverişleri yaparak ortaklıklarda bulunduk. Bu yazı daha çok Sabancı Üniversitesi'ndeki deneyimlere odaklansa da ortaklığımızın sağladığı faydaları da içeriğe dahil edeceğim. Sonuç olarak, bu metin ile iki senede edindiğimiz deneyimleri paylaşmayı ve çoğaltmayı, yeni ortaklıklar edinmeyi hedeflemekteyim.

Güncelleme #20 Murat Germen Konsolidasyon Vesilesi Olarak Fotoğraf Kitabı

Bizim topraklara dışarıdan, uzaktan bakınca olağanüstü bir vitrin algısı oluşabilir; zaman zaman aynı anda üç mevsimin yaşanabileceği bir iklim, şahane bir doğa, üç taraftan denizlerle çevrili olma hali, uygarlığın temellerinin atıldığı ilk yerleşimlerin önemli bir bölümünün burada olması, katman katman etnisite, dil, kültür, vs… Peki bu birikim, bu kadimlik bir işimize yarıyor mu, davulun sesi yakından da hoş geliyor mu? Galiba her zaman değil… Burada her şey o kadar köklü ve bir o kadar da katmanlı ki, ortaya çıkan kemikleşmiş yaşam biçimleri eskiliğin getirdiği tozu, kurumuşluğu, sertliği ve sertliğin yol açtığı kırılganlığı içeriyor.