Orta Format arşivinde arama için yukarıdaki alanı kullanabilir ya da her güncelleme içeriğini aşağıdaki başlıklarda görebilirsiniz.
Ekim ve Kasım 2019 aylarında poşe organizasyonunda Etüt’ün birinci ve ikinci davetlerini gerçekleştirdik. Etüt, Türkiye’deki kültür ve sanat ekosistemi içerisinde kolektif çalışma modelleri etrafında düşünmeyi ve alternatifler yaratmayı amaçlayan üç davetten oluşan bir programdır. Bir gözlem alanı olarak işleyen Etüt özdüşünümünü, kolektif beyin fırtınasını ve alternatifler tahayyül etmeyi önceliklendirir.
Ece’nin tıkanmasını dinledikten sonra kendi tıkanmalarımı ve duraksamalarımı düşünmeye başladım. Anlattığı bu duygulanım genelde bende dikkat dağınıklığından başlayıp kendini değersizleştirmeyle sonuçlanan korkunç bir bağlamsızlığa yol açıyor. Yeryüzündeki hak hukuk noksanlığından “ben bir hiçim”e giden, İnternet tarayıcısında biriken 50 pencerelik bir yolculuk. Bu yüzden okuduğunuz yazıyı gerekli-gereksiz linklerle doldurup okurken duraklamanızı, dikkatinizin dağılmasını, hangisinin daha önemli olduğunu sıralamayışınızı birebir deneyimletme amacındayım. Ece’ye kendi yaşadıklarımdan bahsederken onun bu tıkanık hâlden tekrar nasıl akışkan hâle geçebildiğini sordum. “Bu esnada Seyfe Gölü’nün kurumasıyla ilgili bir habere denk geldim ve üzerimdeki bütün ağırlık o haberde vücut buldu,” dedi ve devam etti: “Daha önce hiç gitmediğim Seyfe Gölü’yle bir ortaklık buldum, her ne kadar bencilce gelse de bu bakış açısı, bu buluşma benim için hissettiklerimi tarif edebilme imkânını doğurdu.”