Güncelleme #30

Orta Format Editörlerden

Orta Format yayına başlayalı 9 yıl oldu ve biz editörleriyle beraber büyüyor, günden güne dönüşüyor. Bizlerin ilgi alanı genişledikçe Orta Format’ta da fotoğraf bazlı üretimlerin yanı sıra, sanatın farklı disiplinlerinden aktörlerle, oluşumlarla daha fazla bir araya gelmeye başladık. Bir kilometre taşı gibi görülebilecek 30. Güncelleme’de farklı iki noktayı bir araya getirdik. Üretim pratiğinde fotoğraf kullanan sanatçılardan fotoğraf dışında beslendikleri bir alan hakkında, fotoğraf dışı konularla çalışan insanlardan ise fotoğraf hakkında içerik oluşturmasını rica ettik. Bunu yaparken temel motivasyonumuz fotoğrafı salt iki boyutlu bir sonuç olarak görmemek, onu oluşturan insanların nelerden beslendiğine odaklanmaktı. Fotoğrafa dışarıdan neler eklendiğini, yahut fotoğrafın içinde başka neler kaynadığını merak ettik. Davetimize normalde fotoğraf bazlı üretim yapan Ege Kanar hazırladığı playlist, Sinem Dişli ise 2002 yılında yaptığı bir resim ile cevap verdi. Can Akgümüş Jean Genet ve fotografik imge, Özgür Atlagan gözetlenme ve sanat alanındaki sınıfsal çatışmalar, Orhan Cem Çetin çocuklarda zeka gelişimi ve bunun psikoloji ile ilişkisi üzerine yazdı. Bununla beraber Selçuk Artut Baudelaire’in fotoğrafa bakışı üzerine yazarken, İdil Deniz Türkmen fotoğraf modelliği de yapmış biri olarak kadrajın içinden bildirdi. Mahmut Temizyürek’in yazısı Fazlı Öztürk’ün bir fotoğrafı üzerineydi. Bager Akbay ve Tevfik Uyar ise Rassal Yürüyüş podcast’lerinin ikisini bizim fotoğraf içinden ve fotoğraf dışından belirlediğimiz iki kelime seti içinden çekerek hazırladı. Genelde fotoğrafçıların sergilerini ve projelerini, yani ortaya koydukları nihai ürünü konuşuyoruz. Ancak beslendikleri kaynaklar, ilgil alanları da her zaman merak ettiğimiz bir konu ve çok kıymetli. Öte yandan fotoğraf pek çok kişi için sürekli karşılaştığı bir üretim yöntemi ve haliyle farklı görüş ve yorumlar var. Sonuç olarak beş fotoğraf içinden, beş fotoğraf dışından içerik bu güncellemede yer alıyor. Hangisi fotoğrafın içinden, hangisi dışından derseniz, nereden baktığınıza göre değişir. Çünkü fotoğrafın içinden diyebileceğiniz fotoğrafçılar yerine, başka disiplinlerden insanlar fotoğraf üzerine içerik üretti. Ancak işin özü, bizim için içi dışı bir. Bu isimlerin hepsi aynı güncellemede buluşacak bütünün parçaları.

Can Akgümüş Ahlaksız İmgelerin Uslanmaz Hırsızı: Jean Genet ve Fotografik İmge

Işığın etkisi yüzünden göz, görüneni olduğu yerde değil, olmadığı bir yerde gördüğü için, ışık, görünenle görme eyleminin eşitlenmesine izin veren bir nitelik değildir. Bu nedenle Araplara, İranlılara ve Bizanslılara göre camera obscura, hakikatin doğru imgesini vereceği yerde hakikatin ele geçirilemeyişini kanıtlayan bir buluş iken aynı icat 16. Yüzyıl Avrupası'nda farklı okunmakta, onun beyaz kağıtta gerçekleştirdiği görüntüyle gözün retinasında beliren imgenin, aynı görünüm olduğu söylenmektedir.

Ege Kanar Semptom '20

Kalkmayı bekleyen bir dolmuşun rölantide çalışan motorundan yayılan titreşimle aracın bagajındaki plastik bir kova tıkırdamaya başlar. Kova, mekanik bir rastlantısallığın dikte ettiği bu salınıma yakalandığında, kendinden daha büyük bir iradeye aracılık eden sismik bir gövdeye dönüşmüştür. Bu tesadüfi akış, onu motorun zamansallığına hapseder. Kova öngörülemez bir ritmik örüntünün fiziksel bir semptomudur artık.

Özgür Atlagan Yukarı Çıkarıcı

Büyük olasılıkla çoğumuzun yaptığı bu eylemin belli durumlarda bir güç gösterisi olduğunu da kabul etmek gerek: bir çeşit kudret bakışı, bir yargıçlık olayı. Bu yüzden aslında kendini üstün görme gibi bir rezaleti beraberinde getirebilecek bir çalışma alanı. Ama işin güzel tarafı da bu, çünkü insan aynı kudret bakışını kendine de yöneltmek zorunda kalıyor Murau'nun da durmadan yaptığı gibi. Gözetleyici sefalet içinde söylediği şeylere, giriştiği birtakım rezilliklere bakma sorumluluğunu taşır buluyor kendinde. Aynı bakışı mesleğiyle kurduğu ilişkiye ve yapıtlarına da yöneltmek zorunda kalıyor. Ama bu bakışın en zevkli uygulamalarından biri onu daha güçlü olduğunu düşünen, ima eden, dayatan birine yöneltmek. Yok Etme gibi yapıtlar dışında bunu yapmakta olduğuma beni uyandıran ve bilinçli bir eylem olarak sürdürmeme neden olan olaylardan birini anlatmak istiyorum: Açılış sergisi için çalıştığım bir sanat kurumunda tanık olduğum bir olayı.

Orhan Cem Çetin İyi bir teoriden daha pratik hiçbir şey yoktur. *

İçine doğduğum ailede zekâ konusu sürekli gündemdeydi. Özellikle babam ve onun babasının ortalamanın çok üzerinde olduğu söylenen zekâları hakkında öyküler anlatılırdı hep. Benzer şekilde annemle babamın henüz lisedeyken okulun en iyi iki öğrencisi oldukları, rekabetten aşk doğduğu da anlatılırdı. Benden ve ağabeyimden de her zaman yüksek zekâ, düzgün mantık yürütme ve muhakeme becerisi beklendi.

Sinem Dişli Untitled

Untitled, Oil on Canvas, 2002.

İdil Deniz Türkmen Fotoğrafın Karşı Kıyısından Bildiriyorum

İşin ilginç kısmı o görseli aynen bir fotoğraf karesi gibi tasvir etmemdi. İmgenin sınırları, başlangıç ve bitişi vardı. Fondaki kütüphane, soldan bibloya vuran ışık ve biblonun durduğu yuvarlak sehpa ile tam bir fotoğraf karesiydi. Hatta bu karenin baskın renkleri, neredeyse bir tadı ve kokusu vardı. Yıllar sonra aynı eve gittiğimde ışığı alan pencerinin yanında durmak yine aynı hisleri çağrıştırmıştı. Bir bebeğin fotoğrafla tanışması ilk olarak kendi beyninde vuku bulmuştu.

Mahmut Temizyürek "Gördüm de söylüyorum, sonsuzluk her yerde"

Fazlı Öztürk'ün "isimsiz" işlerinden birinin önünde uzun süre kalma nedenimi yazmayı deneyeceğim. Bu fotoğraf görür görmez ruhu esir alan, gözü kamaştıran türden değil. Kırda bir ânın kayda geçmiş hâli, ama nadir bir ânın. Leylekler ve koyunlar bir arada, pastoral dünya. Sol üst köşede bulutlarla şakalaşan, sanki kahkahasıyla şakıyan güneş, sanki toprağı yansılar gibi dağılan bulutlar, sanki dünyanın bedenini yumuşakça sarıyor. Ufkun berisinde, sanki uzaktan gelecek birilerini bekliyormuş gibi bakaduruyor leylekler. Yanı başlarında toprağı sanki pür dikkat inceler gibi eğilmiş koyunlar. Bana ilk yansıyan bunlar.

Selçuk Artut Güzelin Ürünleri

Bu ağır eleştirinin sebeplerini düşündüğümüzde Baudelaire'in gerçeğin birebir temsiline dair takındığı mesafeli duruşun çeşitli söylemlerinde karşımıza çıktığını görebiliriz. "Rüya görmek mutluluktur," diyen ve şiirlerinde alegoriden beslenen bir şairin konuya farklı bir tutum sergilemesini beklemek haksızlık olur.

Bager Akbay, Tevfik Uyar Rassal Yürüyüş #21 - "Buzul" ve "Model"

Rassal Yürüyüş'ün 21. bölümünde Bager Akbay ve Tevfik Uyar, sözcüklerini Orta Format'ın belirlediği kelime setlerinden seçti. Bu bölümün cazip sözcükleri "Buzul" ve "Model".

Bager Akbay, Tevfik Uyar Rassal Yürüyüş #22 - "Influencer" ve "Fotoğrafçı"

Rassal Yürüyüş'ün 22. bölümünde Bager Akbay ve Tevfik Uyar, sözcüklerini Orta Format'ın belirlediği kelime setlerinden seçti. Bu bölümün cazip sözcükleri "Influencer" ve "Fotoğrafçı".