Orta Format arşivinde arama için yukarıdaki alanı kullanabilir ya da her güncelleme içeriğini aşağıdaki başlıklarda görebilirsiniz.
Görsel sanatlar alanında çalışan ve üretenler arasında dayanışmaya dair bir paylaşım ağı olan Omuz'un ilk dönem kolaylaştırıcılarından Sevim Sancaktar ve Saliha Yavuz ile birlikte; karşılıksız kaynak paylaşımı, alanda çalışanlar arasındaki güven ve güvencesizlik üzerine konuştuk. Hem profesyonel deneyimlerindeki aracılık / mediator rolleri hem de Omuz'daki deneyim ile sanat emekçileri ve güvencesiz çalışma koşulları üzerine sorular sorduk.
Bu konuşmada Ebru Yetişkin ve Bager Akbay teknolojiyle birlikte değişen ve yaparken öğrenmeye çalıştığımız dağıtık (distributed) düşünme ve örgütlenme yollarından bahsederek günümüz sanatı ile ilişkilerini irdelediler.
Sanat, genellikle sanatçıların bireysel yaratıcılık ekseninde yaşadıkları süreçler, estetik stilleri ve bireysel imzalarıyla değerlendirilir. Ama 20.yüzyılın ilk çeyreğinden bugüne bazı sanatçıların katılımcılık (participation), ortaklaşa-çalışma (co-operation) ve etkileşim (interaction) kavram ve yöntemlerini kullanarak; geniş ölçekli bir yaratıcı stratejiler bütünü ortaya koydukları görülmektedir.
Pandemi ile kapanmak durumunda kalan ve belirsiz bir döneme giren galeri ekosisteminin ele alındığı konuşmada, uluslararası sanat dünyası (mega ve orta ölçekli galeriler ve bu galerilerin döneme reaksiyonları, alınan/alınmayan yardımlar) değerlendirmesi üzerinden yerele bakıldı. Yeni bir normal içinde galerilerin sürdürülebilirliğinin ne kadar mümkün olduğu sorgulanırken krizin fırsata dönüşebilecek tarafları üzerinde akıl yürütüldü.
amberPlatform ve PASAJ dayanışma içinde çalışan iki oluşum. Hayy Open Space, 6x6x6 ve Halka Sanat Projesi ile beraber geliştirdikleri Bağımsızlar İndeksi haritalandırma yöntemiyle bağımsızları görünür ve erişilebilir kılmayı, işbirliği ve paylaşım yoluyla öz kaynaklarını hareketlendirmeyi amaçlıyor.
Konuşma sırasında “Pandemi tiyatro alanında ne tür değişimlere yol açtı ve mücadele pratiklerini nasıl etkiledi? Tiyatro Kooperatifi, tiyatro sektörünün iyileştirilmesi, tüm üretim ve uygulama süreçlerinin profesyonelleştirilmesini sağlamak konusunda kuruluşundan bu yana ne tür adımlar attı? Yasal düzenlemeler konusunda kamu ile iletişim hangi noktaya taşındı? Bir örgütlenme modeli olarak sanat alanındaki diğer disiplinlere nasıl yol gösterebilir? Kooperatifin kazanımları, olumlu ve olumsuz yanları neler?” sorularını yanıtlamaya çalıştık.
Bu konuşmada Zeynep Hekim ve Zeynep Ökke, hem sivil toplum örgütlenme biçimlerinin hukuki yönüne hem de aralarındaki farklara değindiler. Bunun dışında ticari bir tüzel kişiliği olan ve ticaret kanununda düzenlenen kooperatiflerin de örgütlenme şeklini kısaca incelediler. Bu konuşmanın sanat alanında bir örgütlenme yapısına girmek isteyen kişiler için hem ilişkiler hem de uluslarası fonlar açısından fikir vereceğine inanıyoruz.
Eğer sanat pratiği bir meslek olmanın ötesinde bir varoluş biçimi olma potansiyeli taşıyorsa, bu halin gerektirdiği eylemlilikler nedir? Üretim ve biçim odaklı pratiklerin yabancılaştığı bu anda oluşturmamızın, kullanmamızın, yaymamızın elzem olduğu kelime ve kavram dağarcıkları nedir? Bir sanatçının maddi-manevi dünyasının titrek tezahürleri.
Pandemi sürecinde ressam Seçil Erel'in, Matthew Burrows'ın başlattığı Artist Support Pledge'i Türkiye'ye uyarlamasıyla ortaya çıkan Sanatçı Destek Birliği, destek ver-destek al felsefesiyle büyümeye devam ediyor. Dünya çapında bir sanatçı deneyimine dönüşerek sanatın sınırlarını ve yaratıcı insan zekasının neler yapabileceğini bize gösteren, bir post veya hastagle dünyanın öbür ucuna erişmenin olanaklarını sunan bir hareketi, Sanatçı Destek Birliği/Artist Support Pledge deneyimini Seçil Erel bizlerle paylaştı.
Burak Delier ve İpek Çınar, Delier'in son dönem yazıları ve verdiği söyleşiler üzerinden acil durum ve sanat ilişkisini tartıştılar. Burak Delier uzun zamandır çalışma koşullarını, güvencesizliğe/kırılganlığa/yaralanabilirliğe bırakılmışlığı ve sanat pratiği arasındaki ilişkileri ve ilişkisizlikleri tartışıyor. Bu konuşmada da meseleyi salt sosyo-ekonomik ve politik bir yönetim sorunsalı olarak ele almanın ötesine geçmenin yollarını ve bu bağlamda estetiğin kurtarıcılığını açımlamaya çalıştı.
Pelin Tan ve Önder Özengi, 2011 yılından beri güncel sanat alanındaki emek ilişkileri ve heterojen ekonomiler üzerinde araştırma yürütüyor. Konuşmada 2011-2014 yılları arasında Türkiye'de yaptıkları saha çalışması ve sonrasında halen farklı ölçek ve bağlamlarda sürdürdükleri araştırmalarından yola çıkarak sanat dünyalarındaki ekonomik çeşitlilik ve çoğul prekarite biçimleri ve bunun yeni politik ufuklar için barındırdığı olası imkanlar üzerinden paylaşımda bulunacaklar. COVID -19 gibi kriz süreçlerinde sanat dünyalarındaki halihazırda var olan çoğul ekonomik ilişkileri içinden nasıl özgürleştirici modeller devşirebiliriz? Kolektif iş, karşılıklı bağımlılık, onarıcı emek ve özgürleştirici artı değer dayanışmacı örüntüler içinde nasıl yer ediniyor?
Bu konuşmayı herkesin aklındakilerle dahil olabileceği yatay bir yapıda kurguladık. Konuşmada herkes en az üç dakikalık sürelerle söz aldı ve konuşmacı haline geldi. Böylece herkesin bu konuşma serisi ve bağlamı kapsamındaki fikirlerini bize iletmiş oldu. Konuşmacı yok, dolayısıyla hepimiz konuşmacıyız.